SON HABERLER

Aile Hekimleri Bugünden İtibaren Neden 5 Gün Grevde?

Aile Hekimleri Bugünden İtibaren Neden 5 Gün Grevde? Sağlıkta çok eleştirilen performans sistemi 2003 yılının sonlarına doğru Türkiye’de uygulanmaya başladı. Özellikle doktorlar ve sağlık çalışanları tarafından başından beri çok eleştirilse de o günlerde medyada algısı sürekli olumlu olarak desteklendi. Performans sistemini eleştiren ve sistemin karşısında duran sağlık çalışanlarının kaygısı “Nicelik, niteliğin önüne geçerse hasta doktor […]

Aile Hekimleri Bugünden İtibaren Neden 5 Gün Grevde?

Aile Hekimleri Bugünden İtibaren Neden 5 Gün Grevde?

Sağlıkta çok eleştirilen performans sistemi 2003 yılının sonlarına doğru Türkiye’de uygulanmaya başladı. Özellikle doktorlar ve sağlık çalışanları tarafından başından beri çok eleştirilse de o günlerde medyada algısı sürekli olumlu olarak desteklendi. Performans sistemini eleştiren ve sistemin karşısında duran sağlık çalışanlarının kaygısı “Nicelik, niteliğin önüne geçerse hasta doktor ilişkisi, müşteri satıcı ilişkisine evrilir” yönündeydi. Ancak sesleri çok kısık kaldı ve yeteri kadar duyuramadılar.

2022 yılında pandemi sonrası apar topar,sessiz sedasız bu sistemden kısmen de olsa vazgeçildi. Neden 2003 sonlarında gelen sağlıkta performans sistemi kısmi olarak 19 yılın ardından kaldırıldı? Yanıtını tam olarak bilen yok! Çünkü medyamız bu konuya en başta gösterdiği iştahla bakmadı.

Yıllar geçti takvim yüzünü 2025’e döndü. Bugün “Sağlık sistemi çöktü” diyenlerin sayısı artışta. Sokak röportajlarında da en çok eleştiri alan konulardan biri. Halk ekonomik krizi en derin haliyle yaşarken sağlık gitgide daha pahalı ve erişilmez bir hale bürünüyor. Devlet hastanelerinden randevu alamayanlar milletvekili danışmanları aracılığıyla doktor yüzü görür halde. Vekil danışmanlarının, siyasi partilerin yerel temsilcilerinin,STK başkanlarının en yoğun gündemi: şifa bulmak isteyen yurttaşlarımız. Onlar için devlet hastanelerinde oda bulmak, yoğun bakımda yer açmak, görüntüleme cihazlarına ulaşmalarını sağlamak. Vekil danışmanına ulaşmak aklınıza gelmiyorsa, cebinizde paranız da yoksa MR için en az 6 ay beklemeniz olasılıklar arasında.

Sağlıkta niceliğin, niteliğin önüne geçmesinin günümüze yansıyan en net göstergelerinden biri de maalesef sağlıkta şiddet. Eskiden ceket ilikleyerek, bilgisine saygıyla ve hayranlıkla kapılarından içeri girdiğimiz, kariyer hayallerimizde “büyüyünce ne olacaksın?” sorusunun yanıtı doktorlar, şimdilerde hastanede uğradıkları şiddet haberleri ile bültenlerde yer alıyor.
Aile Hekimleri, bugünden itibaren 5 gün grevde! Bu konuyla ilgili birçok hekim ile görüşme fırsatım oldu. İşlerim dolayısıyla yaptığım seyahatlerde İstanbul,İzmir,Ankara ve yaşadığım şehir Muğla’da ağırlıklı olarak bir araya gelebildiğim aile hekimleri ile görüştüm.

Aile Hekimleri diyor ki:

“Bizim derdimiz daha önce de birçok yerde lanse edildiği gibi para değil! Bu algıdan hayli rahatsızız.

Herkes hakkıyla kazancını sağlamak ister bu doğru. Fakat bizim önceliğimiz insan sağlığıdır. Biz, 20 yıldır yok sayılıyoruz. Sahada çalışanlar, bizleriz. Ancak, bizden bağımsız yönetmeliklerde yapılan değişikliklerin halkla birlikte mağduruyuz. Bu nedenle, yönetmelik okumayı ve örgütlenmeyi öğrendik. Meslek onurumuz söz konusu ve hastalarımıza iyi şartlarda, iyi hekimlik yapmak istiyoruz. Sistemin daha sağlıklı işlemesine katkı sunmak için mücadele veriyoruz. Bu yapılacak değişiklikte iyi olan cezalandırılıyor. Maalesef yönetmelik değişiklikleri masa başında ve bizlerin fikri sorulmadan yapılıyor. Daha da acısı ve kabul edemediğimiz tarafı; halk ödüyor sürekli yanlış alınan kararların faturalarını. Şimdi önümüze konan değişiklikte bir aile hekiminin alacağı hasta sayısına sınırlama getirilirken mevcut hastayı aile hekiminin sayısını çoğaltarak mağdur etmeme tarafına gidilmediğini görüyoruz. Bunun yerine kapasite fazlası olarak gördüğü hastayı ya uzak bir yere atıyor ya da yeni açılan bir aile hekimliğine yönlendiriyor, eğer yeni merkez açılışı yoksa hekimsiz bırakıyor yeni sistem. Sadece İstanbul’da bundan mağdur olacak 1 milyon 200 bin kişi var. Biz buna dikkat çekiyoruz.

Kronik rahatsızlığı olanlar zaten senelerdir aile hekimlerine başvuruyordu!

Kronik rahatsızlığı olan kişilerin takibini zaten yapıyoruz. Tanı, takip, tedavide hali hazırda çok gerideyiz. Mesela tanı için, kan sonuçlarımıza bir günde ulaşamıyoruz. En iyi ihtimalle ertesi gün geliyor elimize. Takip için, yeterli teknik desteğimiz yok. Tedavi konusunda da eksiğiz. Örneğin, kolestrol tedavisini biz yapamıyoruz. Çünkü biz yazınca ilaçları SGK karşılamıyor. Alanının uzman doktorunun yazması isteniyor. Şimdi bir de mide ilaçları, antibiyotik ve ağrı kesicileri yazmamız kısıtlanacak. Sağlık Bakanlığı ilaç yazmamız konusunda bize diyor ki: “ kota hesabı yapmalısınız.” Biz, bu ilaçları yazarken şehrimizdeki hekimler bu kotayı doldurdu mu acaba? diye düşünmek durumunda kalacağız. Kota aşımı varsa yazan hekimden kesilecek. Yani, tedavide de sıkıntımız var. Biz, aile hekimleri olarak etik olmayan bu dayatmalarla iş yapamayacak hale geldiğimizi duyurmaya çalışıyoruz. Bu anlayış, hekimin elini kolunu bağlıyor. Kronik hasta izlemlerinde psikolog var, diyetisyen var. Bu arkadaşlar aile sağlık merkezlerini bırakın devlet hastanelerinde bile çok nadir görülüyorlar.
Aile sağlık merkezleri daha nitelikli hale nasıl gelecek?

Biz, aile hekimleri olarak hasta memnuniyetleri konusunda ülke birincisiyiz. Türkiye’de hekim sayısı olarak ülkenin sekizde biriyiz ancak poliklinik hizmetlerinin yüzde 50’sini aile hekimleri karşılıyor. Aile sağlık merkezlerinin hepsinin eşit teknik donanıma sahip olması önemli. Hastaların performans olarak gösterilmemesi gerekir. Halka eşit ve sağlıklı hizmet vermek istiyoruz. Her merkezin teknik donanımının aynı yeterlilikte olması lazım. Oysa merkezlerin fiziki şartları bile eşit değil. Gebeleri çağrıyoruz, yeni doğan bebeklerin takibini yapıyoruz. Ama bazılarımız penceresi olmayan merkezlerde çalışıyoruz.

Yeni doğan konusuna gelince 2004 yılından beri aşı temininde sıkıntı var. Bunu tolere etmeye çabalıyoruz. Aşı takibi sürekli ertelenerek geliyor, aksayarak yapılıyor. Bize başvurmak istemeyen hastanın veya gelmeyen aşının sorumlusu, aile hekimi de hemşiresi de ebesi de olamaz. Ancak sistem bizi sorumlu tutuyor. Bizim, kanser tarama ile ilgili taleplerimizi devlet hastanelerinden karşılayamıyoruz. Çünkü bizim tarafımızdan gelen taleple aciliyeti belli olan mamografi ya da herhangi bir tarama testine maalesef devlet hastanelerinde öncelik sağlanamazken, zaman kazanmak için özel hastanelerde yaptırmak zorunda kalıyor bu taramaları hastalarımız.

Taleplerimiz, her şeyden önce hem halkımız hem de sahada çalışan bizlerin ihtiyaçlarına kulak verilmesi. Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaşın ödenmesi. Gelire katkısı %20’yi geçmeyecek ve yapılan hizmetin niteliğini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmesi. Kadrolu ve güvenceli yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmesi ve kimsenin aile hekimsiz kalmamasına gayret gösterilmesi. Aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamalarının desteklenmesi. Kadrosuz, güvencesiz bir şekilde çalışan gruplandırma elemanlarının kadroya geçirilmesi.

Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanağın sağlanması. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar aile sağlığı merkezi sayısının hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılması. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerine Sağlık Bakanlığımızın gerekli özeni ve hassasiyeti layıkıyla göstermesi.”

Değerli okurlarım,

Bugünden itibaren önümüzdeki 5 gün grevdeler. Evet sağlık sistemini sekteye uğratıyorlar. Fakat gelecek ile ilgili kaygıları var. Görünen o ki; haklı gerekçeleri var ve daha iyi hizmet sunabilmek için çabaları ortada. Yarın sağlığımızla ilgili bir sıkıntı yaşadığımızda varlıklarına muhtaç olduğumuz aile hekimlerinin bugün bize ihtiyaçları var.

Sahada çalışanların seslerinin duyulması, dinlenmesi elzem.

Sağlık Bakanlığımızın, aile hekimleri ve aile sağlık merkezi çalışanları ile bir araya gelebilmesi ve seslerini duyabilmeleri için kişisel başvurularımızı CİMER’e yapmaya davet ediyorum herkesi. Dile getirilen sıkıntılarla karşı karşıya kalan da, yarın kalacak olan da bizleriz. Mevcut durumu iletebileceğimiz, uzlaşma ve iyileştirme talep edeceğimiz yer CİMER. Mevcut durumdan memnuniyetimizi de memnuniyetsizliğimizi de başvurularımızda ifade edebiliriz. Hepimizin ortak talebi, sağlık sistemimizin sağlıklı işlemesi. Yanlış olanın düzeltilmesi için dile gelmek insanın ödevi.

Biliriz ki; insan tercihleriyle kendi kaderini imzalar…

Haydi selametle…

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ