‘Taş mı yiyelim’ sözü gerçek oldu, taş yiyorlar!
Gastronomi uzmanları tarafından “dünyanın tüketilmesi en zor yemeği” olarak adlandırılan ve ana malzemesi taşlar olan Çin mutfağına ait bu yemek sosyal medyada viral olunca dünya çapında büyük merak uyandırdı. ADI NEREDEN GELİYOR? Çin’in …
Gastronomi uzmanları tarafından “dünyanın tüketilmesi en zor yemeği” olarak adlandırılan ve ana malzemesi taşlar olan Çin mutfağına ait bu yemek sosyal medyada viral olunca dünya çapında büyük merak uyandırdı.
ADI NEREDEN GELİYOR?
Çin’in doğusundaki Hubei eyaletinde ortaya çıkan bu yemeyi yiyenler, zengin ve baharatlı lezzetinin tadabilmek için küçük taşları emiyor ve ardından tükürüyor. Bu sebeple de yemeğe “em ve at” anlamına gelen “suodiu” adı veriliyor.
İnternet kullanıcılarının suodiunun tadına baktığı videolar geçtiğimiz hafta boyunca Çin sosyal medya platformlarını salladı, ardından da ünü tüm dünyaya yayıldı.
TARİFİ MERAK UYANDIRDI…
Videolarda, sokak satıcılarının bu sıra dışı yemeği nasıl hazırladıkları da gösteriliyor. Satıcılar önce, teppanyaki tarzı bir ızgarada cızırdayan çakıl taşlarının üzerine acı biber yağı döküyor, ardından üzerlerine sarımsak sosu serpiyor, sonrasında da tüm malzemeleri sarımsak dişleri ve doğranmış biber karışımıyla karıştırarak kızartıyor.
Sokak şefleri, bir taraftan malzemeleri hazırlarken, diğer taraftan da yemeğin yapım sürecini tekerlemelerle anlatıyor.
Sosyal medyada yer alan videolardan birinde, “Bir parça baharat tutkuyu canlandırıyor” diyen şef, yemeğin en az alkol kadar popüler olduğunu da sözlerine ekliyor.
FİYATI NE KADAR?
Daha sonra aromalı taşlar, avuç içi büyüklüğündeki kutularda müşterilere servis ediliyor. Videoya göre her porsiyonun fiyatı yaklaşık 16 yuan (Yaklaşık 55 TL).
Aynı videoda bir müşteri “Bitirdikten sonra çakıl taşlarını size vermem gerekiyor mu?” diye soruyor. Şef de bu soruyu esprili bir biçimde, “Onları hatıra olarak eve götürün” diyerek yanıtlıyor.
TARİHİ…
Öte yandan, Suodiu’nun yüzlerce yıl öncesine dayandığına inanılıyor. Yerel basında çıkan bir habere göre, kayıkçılar tarafından kıtlık zamanlarında üretilen bu yemek, sözlü tarih yoluyla nesiller boyu aktarılmış…