Şair Hidayet Karakuş, Sivas Katliamı’nı yazdı: Otuz yıl öncesinden daha aydınlık değiliz
Her şey dün gibi. Ateş, ateşin içinde kalanlar, dumandan boğulanlar. Yakanların benzin bidonları, tutuşan perdeler, yakılan insanlar, çocuklar, semah oyuncuları, tiyatrocular, çizerler, ozanlar, yazarlar halk ozanları…
Kışkırtılmış kalabalıklar, hain bir planın uygulayıcıları, camilerde Amerikan bayrağı yakanlar okulların dağılmasıyla birlikte doldurulan tarikat yurtları, tarikat militanları. Olaya asker göndermeyen komutan, saldırganları “Lütfen yapmayın” diyerek karşılayan güvenlik güçleri…
Camilerden boşalıp “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak”, “Şeriat gelecek, laiklik bitecek”, “Hain vali, şeytan Aziz”, “Muhammed’in ordusu laiklerin korkusu” çığlıkları…
‘DÖNEK AYDINLAR’
Yakanların avukatlarının bakan olduğu, yargıçlara çakmak atan, Aziz Nesin’i merdivenden çekerek öldürmeye kalkan, yıllarca saklanan saldırgan katillerin açık gizli savunucularının iktidar olduğu bir düzen.
Dinci bir partiden demokrasi bekleyen materyalistler, dönek aydınlar!
Hepsi belleğimizde.
Olayların başlangıcını, gelişimini merak edenler Sivas katliamıyla ilgili kitapları okusunlar!
Bugün, olayların üzerinden otuz yıl geçtikten sonra ülkemizin bu duruma gelişinde oy uğruna Cumhuriyete kıyanları, laikliği 1950’lerden beri kemire kemire bitirenleri; çapsız, kötü niyetli, din taciri ucuz politikacıları, emperyalizmin ülkede taşeronluğunu yapanları saymama gerek yok!
Bugün otuz yıl öncesinden daha iyi, daha aydınlık bir noktada değiliz yazık ki. Olaylardan ders almak için bilimsel düşünmek gerekir. Bilimsel düşünmek için laik bir eğitimden geçmek, söz, düşünce özgürlüğünü sindirmek, bunu sonuna dek savunmak gerekir.
Laik bilimsel, demokratik bir eğitimi kurmadan ülkemiz hiçbir yere varamaz. Din tacirlerinin, ülkenin vicdanına el koyanların bizi götüreceği yer, yeni sömürü düzenidir. Sömürü kapitülasyonlarla yürür, gizli işgali getirir.
Kireçleşmiş kadrolarla, gerçeği halk dalkavukluğunda arayan, demokrasiye inanmayan sözde ilerici politikalarla kurtuluş yoktur bize.
Otuz yılın öğrettiği gerçek bence budur.
ŞAİR HİDAYET KARAKUŞ