Erden Timur: Fenerbahçe’de örgütlü yapı var! Savcılık soruşturma açsın
Galatasaray yöneticisi Erden Timur, sarı kırmızılı kulüpte merak edilen konulara açıklık getirirken, ezeli rakibi Fenerbahçe’ye yönelik çok konuşulacak ifadeler kullandı.
Galatasaray Sportif A.Ş. Başkanvekili Erden Timur, gündeme dair çarpıcı açıklamalar yaptı. Bahis soruşturmasında yargılanan Nicolo Zaniolo’nun durumu ve Türk futbolundaki tartışmalar hakkında önemli ifadeler kullanan Erden Timur, ezeli rakibi Fenerbahçe’ye yönelik tartışma yaratacak sözler sarf etti.
Zaniolo’nun davasıyla ilgili olarak, “Çıkacak sonuca göre zararı olabilir. Oyuncuyla konuştuk. Menajeriyle de konuştuk ve dedikleri, böyle bir şey yapmadığı, o tip sitelerden blackjack gibi şeyler oynadığı. Onun da cezası nedir diye sorduk, 100-150 Euro rakamlar verdiler. Masumiyet karinesi diye bir şey var, beyan esastır.” dedi.
Sezon öncesi transfer dönemine ilişkin itiraflarda bulunan Timur, Cristiano Ronaldo’nun Türkiye’ye gelmek konusundaki fikrini sorduklarını açıkladı. Ayrıca, Fenerbahçe’nin kadrosuna kattığı Sebastian Szymanski ve Fred’i neden transfer edemediklerini anlattı.
Timur, Fenerbahçe’nin sosyal medyada örgütlü bir yapı kurduğunu söylerken, “Aynı örgütlü yapı Galatasaray’da yok. Savcılık bununla ilgili soruşturma açsın, yarından tezi yok. Benim çözüm önerilerimden biri bu.” şeklinde konuştu.
“ZANIOLA DAVASINDA SONUCA GÖRE…”
Erden Timur’un açıklamaları:
“Çıkacak sonuca göre zararı olabilir. Oyuncuyla konuştuk. Menajeriyle de konuştuk ve dedikleri, böyle bir şey yapmadığı, o tip sitelerden blackjack gibi şeyler oynadığı. Onun da cezası nedir diye sorduk, 100-150 Euro rakamlar verdiler. Masumiyet karinesi diye bir şey var, beyan esastır. Zaniolo da geçmişte böyle bir şeye karışmamış, düzgün, genç, heyecanlı birisi. Telefonu ve iPad’i incelemede. Herhalde yakın zamanda sonucu çıkar. Eğer sonuç beyanı gibiyse, biz buna inanıyoruz. Aston Villa da karara bağlı olarak şey olabilir. Onlar da kararı bekliyordur haliyle. Onlar için de bir şey uygulanmadı. Herkes sonucu görmek isteyecek. Biz beyanına güveniyoruz.”
“ANA MİSYONUMUZ 6 BÜYÜK LİGDEN BİRİ OLMAK”
“Geçmişte verilmiş söz nedeniyle yayına çıktım. Sürekli gündeme getirildiği için. Toplumun birbirine olan güveni inanılmaz derecede sarsılmış durumda. Birbirine en fazla güven duymayan toplumuz. O zaman hakikaten ligi yıpratmamak için, Galatasaray şampiyon olsa ‘söyledi öyle oldular’ denecekti. Artık geçmişle ilgili konuşuyoruz ama gelecekle ilgili önerilerde de bulunuyorum. Sonucunda olumlu bir yayın olacağını düşünüyorum. Şuna çok inanıyorum, belki üç yılda anlaşılacak, belki beş yılda anlaşılacak, ama bunu kendimiz için değil, toplum için istediğimiz sonunda anlaşılacak. Bizim ana misyonumuz 6 Büyük Lig’den biri olmak. Süper Lig’in altıncı değil, altı büyük ligin içinde olması lazım. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ni kazanması bu yoldan geçiyor.”
“GALA GROUP OLUŞTURACAĞIZ”
“Varlık satmadan kar etmek sürdürülebilir bir gelir sağlıyor size. Kârınız, faizden yüksek değilse sürekli borcunuz yükselecek o yüzden yaşayamazsınız. Faaliyet dışı bir gelir sağlamak gerekiyordu, Florya meselesi öyle ortaya çıktı. Bizim başka türlü bu şeyden çıkamayız ve kazandığımız parayla borcumuzu ödeyip, kalanı fon olsun hiçbir zaman harcanmasın. Onun getirilerini harcayalım. O fonun getirisini de kendi kararıyla harcayamasın. O fonun getirisi de transfere gider yine sürdürülebilir olmaz. Alt fonlar oluşturduk. Seçimde de sürekli anlattık zaten. Altyapı fonu, gelecek yapılandırma fonu, multi-club fan gibi. City Group gibi GALA Group oluşturacağız. Genç oyuncularımızı pazara çıkarabilmek için.”
“Başkan 34-40 milyon Euro dedi, ben de 50 milyon Euro dedim. Başkanın dediği sponsorluk gelirini gerçekleştirmek üzereyiz. 40’ı geçtik.”
“RONALDO’YA FİKRİNİ SORDUK”
“Ronaldo ile yemek yemedim. Sadece aracı biriyle fikrini sormak istedim. Her şey olabilir. Hep onu diyorum, binde bir bile olsa bir şeydir. Burada emanetçi olarak görev alıyorsun. İnsanın nefsi var tabii ki. Ama karar vermek gerektiği zaman, ‘şu oyuncuya gitsek, alamazsak bizi yıpratırlar’ öyle şeyler düşünmemek gerekiyor. Yüzde 1 bile olsa git. Bir gün yüzde 1 tutar, bir gün yüzde 5 tutar. Öyle bir düşüncesi olmadığını öğrendik. Burada farklı gelirleri olur, bir sürü merchandise olur. Onun kendi gelirlerinin olacağı bir şey önermiştik. Messi, Miami ile yaptı mesela. Ronaldo dünyanın her yerinde gelir üretir ama burası 80 milyonluk bir ülke. Ama 1-2 gün acaba kafası karıştırabilir miyiz diye düşündük ama kendi düşüncemizle kaldık.”
“TRANSFER ÇALIMI KULÜPLERİ BİRBİRİNE KIRDIRIYOR”
“Szymanski iyi oyuncu dedim, Fred iyi oyuncu dedim, Rashica iyi oyuncu dedim. Transfer çalımı denen şey kulüpleri birbirine kırdırıyor. Bazen aynı oyuncuya talip olabiliyorsunuz. Ben hiçbir zaman Zaha’yı aldık, Tete’yi aldık, rakip kulüpbe gitmişti demedik. Rakiplerimiz ama Szymanski’de, Fred’de, Milot’ta neler neler dediler. Ben muhattaplarımızdan bir tanesini aradım, ‘yapmayın’ diye. X oyuncunun her şeyi var, oyuncunun tercihi bizdik, bu paraları veremezdik. Bizim transfer döneminde harcama limitimiz yoktu. Maalesef geçen sene 17 milyon Euro sponsorluk geliri vardı Galatasaray’ın. Tribün gelirimiz, tarihin en düşük asgari ücret karşılığı olarak bakarsak, döviz olarak bakarsak şampiyon takıma tarihin en düşük şeyini yaptık. Dolayısıyla harcama limitimizi artırmamızın iki yolu vardı, Şampiyonlar Ligi’ne kalmak. Onun üçte ikisi harcama limitine ekleniyor. Veya futbolcu sattığınızda.”
“GELİRİMİZ OLSAYDI O OYUNCULARI DA ALIRDIK”
“Szymanski’yi kiralayabilirdik, bonservisiyle gitmek istiyordu. Harcama limitimiz yokken bu transferleri yaptık. Şampiyonlar Ligi’ne kalamasaydık, son iki gündeki transferleri yapamazdık. O yüzden bonservissiz oyuncu almak durumundaydık. Bonservissiz oyuncu da idman yapmamış oluyor. Geçen seneki tribün gelirleri fazla olsaydı, kadroyu daha erken kurabilirdik, bahsi geçen oyuncuları da almış olurduk.”
“FENERBAHÇE’DE ÖRGÜTLÜ YAPI VAR, SAVCILIK SORUŞTURMA AÇSIN”
“Lafı kıvırmam, şu an için örgütlü bir düzenle karşı karşıyayız. O kadar örgütlü bir yapı var ki, Youtube şeyleri kurulmuş oralardan yayınlar. Bir gazeteci bir şey dediğinde acayip bir linç kampanyası. Araştırılsın bunlar. Sosyal medya yapılanması, herkesin, Türk futbolunun gelişimi için belli şeylerden ayrışması gerek. Özgür birey her şeyi geliştirebilir. Aynı örgütlü yapı Galatasaray’da yok. Savcılık bununla ilgili soruşturma açsın, yarından tezi yok. Benim çözüm önerilerimden biri bu. Herkesin telefon kayıtları incelensin. Gönüllü olarak imza vereceğim. Geçmiş 1, 2, 3 yıl. Tüm hesaplar incelensin. Anasının babasının dedesinin. Herkes hak yiyor. Hodri meydan, varsa yarın yapalım.”
“SOSYAL MEDYAYA BAKMIYORUM”
“Herkes herkesle ilgili şikayette bulunabilir. Bunu belgelendirebilirseniz. Yoksa takipsizlik gelir. Fenerbahçe başvurdu, takipsizlik aldı. Yarın imza vermeye hazırım. Hiç kimse vermese de veririm. Böyle bir şey yapalım. Bu neye sebebiyet veriyor? Siz sosyal medyayla belli belirsiz bir şey yapıp insanları baskı altında tutuyorsunuz. Ben şahsen sosyal medyaya bakmıyorum. Oyuncuların üzerinde tabii ki etkisi var. Benim dediğim ekosistem için. Muhabir, yorum yapan insan etkileniyor. Toplu şekilde saldırı olduğunda çok etkileniyorlar hem de. Doğruya doğru diyemiyorsunuz ya. Sizinle ilgili olumlu bir şey söylediğinizde, ondan çıkar söylediğiniz söyleniyor.”
“HERKES HATASINI HAKEMLERE YIKIYOR”
“Ben Kulüpler Birliği’ne ve TFF’ye hakem hatalarını bağımsız tartışalım dedim kabul etmediler. Hakem manipülasyonunun önüne geçelim. Herkes hatasını hakemlere yıkıyor. Ben açık açık şunu söylüyorum, üç büyük kulüp yarıştı ya, üçer tane hakem belirlesin. Dokuz hakem tek tek tüm maçları izlesin. Yüzde 80 de olsa ben güveniyorum, ne çıkıyorsa kabul ediyorum. Niye kabul etmiyoruz ki? Kim kaç puan avantaj sağlamış, niye yapmıyoruz bunu?”