TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya: Yüksek gelirli turist oranını artırmak ana hedefimiz
TÜRSAB tarafından Turizm Haftası kapsamında Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde “Turizm Buluşması” etkinliği düzenlendi. Etkinlikte konuşan TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, “Turizmi 12 aya yaymak, turizmin tüm ülkeye dengeli biçimde dağılmasını sağlamak, yüksek gelirli turist oranını artırmak ana hedeflerimizi oluşturuyor.” açıklaması yaptı.
Etkinliğe TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Sülün ile tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı katıldı.
Bağlıkaya, etkinlikteki konuşmasında, turizmin ülke ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu vurgulanması açısından Turizm Haftası’nın önemli bir fırsat sunduğunu belirterek, “Hizmet sektörü içerisinde yer alan turizm günümüzde artık çok büyük bir endüstri haline geldi. Tarımdan inşaata, yiyecek içecek sektöründen temizlik sektörüne kadar onlarca sektöre iş üretiyor ve sağladığı döviz girdisiyle dış ticaret açığının kapatılmasında önemli rol oynuyor.” dedi.
Turizmin oluşturduğu ekonomik hacmiyle hem istihdam yarattığını hem de yerel kalkınmaya katkı sağladığını dile getiren Bağlıkaya, şunları kaydetti:
“Rekabette başarılı olmanın yolu verdiğimiz hizmetin niteliğini yükseltmekten ve sunduğumuz ürünleri çeşitlendirmekten geçiyor. Artık ülkemizde ekonominin yol haritası çizilirken en büyük görev turizm sektörünün omuzlarına yükleniyor. Devletimizin geleceğe ilişkin tüm projeksiyonlarında turizmin önemine, ülkemize sağlayacağı döviz girdisine, oluşturacağı istihdama vurgu yapılıyor. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında ülkemiz için en önemli gelişim alanının turizm olması bekleniyor.”
“TÜRSAB olarak sektörümüzü geleceğe taşımak üzere ‘Turizm Yüzyılı Projemizi’ hayata geçirdik”
TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, Türkiye’nin turizm potansiyeli olarak coğrafi konumu, doğal güzellikleri, tarihi mirası ile rakiplerinden çok daha avantajlı durumda olduğuna dikkati çekerek, “Ancak maalesef turizmimiz hem mevsimsel hem de bölgesel olarak dar bir alana sıkışmış durumda. Bir an önce kültür turizmi, yayla turizmi, gastronomi turizmi, sağlık turizmi gibi rekabette üstün olduğumuzu bildiğimiz alanlara daha fazla ağırlık vermek zorundayız. Biz de bu tespitten hareketle TÜRSAB olarak sektörümüzü geleceğe taşımak üzere ‘Turizm Yüzyılı Projemizi’ hayata geçirdik. Turizmi 12 aya yaymak, turizmin tüm ülkeye dengeli biçimde dağılmasını sağlamak, yüksek gelirli turist oranını artırmak ana hedeflerimizi oluşturuyor.” şeklinde konuştu.
Turizmde hizmet kalitesinin yükselmesi ve nitelikli personel sayısının artırılmasının çok büyük bir zorunluluk olduğuna vurgu yapan Bağlıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Artık alaylı yerine okullu nesillerin bu işi üstlenmesi, turizm konusunda eğitim almış kalifiye personelinin istihdam edilmesiyle turizmin yeni bir atılım dönemine gireceğine inanıyorum. Sevgili gençler sizlere turizm sektöründe fırsatlar oluşturmak için elimizden geleni yapmaya kararlıyız. Şu anda ülkemizde turizm alanında istihdam edilen kişi sayısı yaklaşık 1,5 milyon düzeyinde bulunuyor. Türkiye’nin çok da uzak olmayan bir gelecekte 100 milyon ziyaretçi sayısına ulaşması hedefini düşündüğümüzde mevcut istihdam sayısının en az ikiye katlanacağını rahatlıkla ifade edebiliriz. Önünüzde açılacak çok yol ve kazanılacak büyük başarılar var. Sizlere güveniyoruz.”
“Sektördeki yeniliklerin genç turizmcilerle buluşması hayati bir öneme sahip”
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür de Türkiye’nin binlerce yıllık tarihe, kültüre, medeniyete ev sahipliği yapmış farklı zenginlikleri ve değerleri barındıran bir coğrafyaya sahip olduğunu kaydederek, “Bunun bilgiyle, tecrübeyle, hizmetle profesyonel sektörle buluşup hizmete sunulması çok kıymetli ve değerli. O yüzden lise kısmında seksen bir okulumuzda yiyecek içecek hizmetleri ve konaklama seyahat bölümümüz bulunmakta. Toplamda öğrenci sayımız bu alanda yaklaşık 13 bin.” ifadelerini kullandı.
Gerek fiziki gerekse insan kaynağı beşeri sermaye yatırımıyla sektörle her türlü iş birliğine açık olduklarını ve beraber hareket etmenin çok elzem olduğunu belirten Yentür, “Çünkü bizim sınıflarda ve okullarda öğrettiğimiz bilginin sahada bir karşılık, anlam bulması, çok önemli. Sektördeki yeniliklerin ortaöğretim kurumlarındaki aday genç turizmcilerle buluşması hayati bir öneme sahip. Bu sebeple gerek Avrupa Birliği projelerimiz, Erasmus projelerimiz gerekse sektörel işbirliğiyle yapmış olduğumuz çalışmaların daha da artırılması gerekiyor. Bu anlamda böyle güzel bir programı tertip ettiği için başta TÜRSAB başkanımıza ve değerli ekibine teşekkür ediyorum.” açıklamasında bulundu.
“Özellikle telaffuz konusu çok önemli”
Tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı ise gençlerin imkan buldukça dil öğrenmek için yurt dışına çıkmaları gerektiğini belirterek, “Hangi dili istiyorsanız, gider orada kurs görürsünüz. İtalyanca mı? İspanyolca mı? Arapçanızı mı geliştireceksiniz veya Rusça mı? İngilizce kadar değerli ve lazım dillerdir Türkiye için. Özellikle telaffuz konusu çok önemli. Telaffuz konusunda Yunanca, Latince isimler bizim için çok önemli. Alman ya da İngiliz telaffuzuyla yapmanızı hiç tavsiye etmem. Orijinal okunuşuyla vereceksiniz.” değerlendirmelerinde bulundu.
Her mesleğin kendine göre zorlukları olduğunu kaydeden Ortaylı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Herkes şarkı söyleyemez. Herkes demircilik yapamaz. Herkes de turizm sahasında çalışamaz. Bu ayrı bir kültür meselesi. Sertifikasyon şarttır, o sertifikasyon olana kadar çok şeylerin öğrenilmesi lazımdır. İran, Mısır ve Orta Asya’ya gideceksiniz. Mısır’a bakacaksınız. O medeniyeti anlamanız lazım. Avrupa’nın en çok adım atılacak, ezberlenecek yeri İtalya’dır. Bunu lütfen yapın, çok önemli bir şey bu. Bizim için bilinmesi gereken ülke Balkanlar, Suriye, Lübnan, Filistin, Mısır. Bunlara fırsat buldukça gidin. İtalya’sız Avrupa medeniyetini de kavrayamazsınız. İtalya’nın medeniyete katkı tarihi milattan öncelere gider, tıpkı Anadolu gibi.”