Cafcaflı Polemiklere Muğlalılar “Sahi Paşam Bunlar Olurken Siz Neredeydiniz?” Dedi!
Cafcaflı Polemiklere Muğlalılar “Sahi Paşam Bunlar Olurken Siz Neredeydiniz?” Dedi! İki sayfaya sığdı halkın sorunları. İlk sayfayı Adalet ve Kalkınma Partisi Muğla İl Başkanlığı yazdı. İkinci sayfayı ise Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı kaleme aldı. Yüksek siyasette iktidar, Muğla’da ana muhalefet koltuğunda yer alan AK Parti ilk sayfayı nasıl doldurdu, ne dedi CHP ‘ye ? […]

Cafcaflı Polemiklere Muğlalılar “Sahi Paşam Bunlar Olurken Siz Neredeydiniz?” Dedi!
İki sayfaya sığdı halkın sorunları. İlk sayfayı Adalet ve Kalkınma Partisi Muğla İl Başkanlığı yazdı. İkinci sayfayı ise Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı kaleme aldı.
Yüksek siyasette iktidar, Muğla’da ana muhalefet koltuğunda yer alan AK Parti ilk sayfayı nasıl doldurdu, ne dedi CHP ‘ye ? “İmar planlarını çıkarmadınız, vatandaşı kaçak yapılaşmaya siz yönlendirdiniz, alt yapıyı yapamadınız yağmur yağınca yurttaşı siz mağdur ettiniz. Su faturalarında, emlak vergileri matrahında fahiş fiyatlarla vatandaşa neredeyse ortak oldunuz, şehrin trafik sorununu çözemediniz, denizlerin kirlenmesinin önüne geçemediniz. Özetle hizmet üretmediniz!”
Yurttaş metni okudu ve sordu : “Tüm bunlar olurken siz neredeydiniz? Bunca hatanın defalarca tekrar etmesine, bizlerin bu saydıklarınızla 23 yıldır mağdur olmamıza siz neden müsaade ettiniz?”
Hooop cevap gecikmedi. Yanlış anlaşılmasın yurttaşa gelmedi cevap. CHP ‘den yani Muğla’da iktidar, yüksek siyasette ana muhalefet olan partiden mevkidaşına geldi.
Daha seçmene gelmedi sıra!Hep seçilenler için çaldı Muğla’da “Sepetçioğlu”, yurttaşın cebindeki parayla, sırtındaki yükle zıplayıp, oynayıp, gülüp, eğlenecek hali mi kaldı Allah aşkına! Yılbaşı bile zam demek oldu. Umutla değil, “neye, ne kadar zam gelecek?” tedirginliği ile çalıyor yeni yıl kapıyı.
Peki CHP ne dedi ikinci sayfada yazdıklarında AK Parti’ye cevap olarak?
“Tarlada ürünü elinde kalan çiftçinin, atanmayı bekleyen öğretmenin, evine ekmek götüremeyen asgari ücretlinin, kredi batağında nefes alamayan esnafın, kirayı ödeyemeyen öğrencinin, ev hayali kuran gencin, iş bulamayan mezunun, sağlık hizmetine ulaşamayan hastanın, enflasyon altında ezilen halkın, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden emekçinin, temel gıdaya erişemeyen ailenin sesi olmak için, Türkiye’nin vicdanını uyandırmak, sizin açıklamanızda dile getirdiğiniz konuları tartışalım.”
Muğlalı metni okudu, sorusunu yineledi: “Tüm bunlar bu raddeye gelinceye kadar siz neredeydeniz? 23 yıldır yüksek siyasette ana muhalefet olarak siz nasıl bir muhalefet yaptınız? Bunlar olurken sadece ses mi yükselttiniz? Hiç mi sözünüz geçmedi de biz bugün saydıklarınıza muhatabız? “
Sonra vekillerden de benzer şekilde atışmalara destek metinler ulaştı elimize. Çift tekrarla yazıyı uzatmaya gerek görmüyorum.
Velhasılı dostlar, anlaşılan o ki, uzun zamandır muhalefet makamı boş kalıp birden ayağa kalkınca başımız dönüyor, sorumluluk alanlarımızı karıştırıyoruz. Kim, nerede,hangi sebep ile var? Unutuyoruz.
Siyasetin tansiyonu yükselmiş, yok efendim Muğla siyasetinde meydan muharabesi başlamış, karşılıklı salvolar geliyormuş, susan kaybedermiş! Miş miş miş te muş muş muş! Canım medyam… Yeni yetme çocuk telaşlarım. Geçin bunları bir kalem!
Türk Milleti bugün sokaklarda…Asgari ücret, yoksulluk değil açlık sınırı dolaylarında geziyor. Üstelik, ülkenin yarısı asgari ücrete tabi yaşıyor. Emekli desen asgari ücretin bile altında maaşla geçinmeye çalışıyor. Vergi yükü arttıkça artıyor. Adam kayırmalar sonucunda boy gösteren liyakatsizlik yurttaşın hakkı olan hizmeti almasına engel oluyor. Aile hekimleri, metal işçileri, santral işçileri, eczacılar, öğretmenler, emekliler,öğrenciler daha sayamadığım niceleri herkes dertli, derdini açıklamaya sözünü yükseltmeye çalışıyor. Yani, halk soyundu muhalefete!
İl başkanlarının durum saptamalarına diyecek sözüm yok. Ancak halk çoktan bu tanıları koymuştu zaten ortaya. Tedavi ve iyileşme ne zaman başlayacak? Herkesin merakı bu!
Farkında değilseniz haberiniz olsun, sıcak haberleri videolarla ulaştırdığınız sunumlar, sosyal medya için poz verip ayrıldığınız yerler halk nazarında bıyık altından gülmelerle karşılık buluyor. “Vaybe başkana bak kırk yıllık haber muhabiri sanki, ne yaptı? geldi fotoğraf çektirdi gitti, bunların işi gücü algı, işe gelince yoklar” bunlar benim değil halkın cümleleri. Bunların farkında mısınız? Bu devir sona erdiğinde yanınızda “alkış çavuşları” olmayacak onlar devrin hükümdarına hizmet için var. Hatırlatmaya lüzum var mı yoksa yaşayıp görmek mi istersiniz? Orası size kalmış.
Aşık atışmalarını aşıklardan bekleyelim. Onların işi lafa lafla karşılık vermek, ama sizler icraat makamındasınız. Sizden beklenen; icraat. Televizyon programına çıkıp neyi tartışacaksınız? Bu metinler tartışma metinleri değil. Tartışmak için ortaya bir proje koymak gerekmez mi?
Sizin tedavi ve iyileşme için projeleriniz var mı? Hangi sorunu ne şekilde çözeceksiniz? Aksiyon planlarınız var mı? Takvim belli mi? Nasıl alacaksanız halkın sırtındaki yükleri daha çabuk? Bu soruların yanıtı sizde var mı? Yoksa zahmet etmeyin. Siyasete ilgi dünden az. Siz ekrana gelirsiniz. Halk televizyonda dizilerini izler. Sosyal medyada parti üyeleriniz birbirlerine laf sokma yarışına girer. Çekirdekler çitilir, sakızlar çiğnenir ama karnımız doymaz. Yine aç kalırız…Yine geriliriz…Yine taşkınlar olmayan paramızı da alıp gider, borçlanırız hayata…Yangınlarda can telaş kalırız kayıplarımızla…
Lafın kısası, meselenin özüne inmeden birkaç klişe lafla ve karşı tarafı alt etme kaygısıyla ne dediklerini de bilmeden didişir durur kavganın tarafları. Oysa halk gönül yorgunu, kavga değil icraat bekliyor!
Haydi selametle…