Deprem sonucunda cumhurbaşkanı hükümet sistemi enkaz aldında kaldı: Can kaybı 20 binin üzerine çıktı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yetkiyi bu kardeşinize verin ondan sonra şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” diyerek parlamenter sistemi rafa kaldırdı. Kurumlar “tek adam”dan talimat almadan hareket edemez oldu. Liyakatsiz atamalarla ku-rumların krizle baş edebilme birikimi sıfırlandı.
Türkiye, 2018’de cumhurbaşkanı hükümet sistemine geçince her şey “tek adamın” kararına bırakıldı. Bakanlar ve bürokratlar, orman yangınlarından trafik kazalarına kadar hemen her konuda alınan kararı “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla” diyerek açıkladı.
Her şeyin “talimatla” yapılması afet yönetiminde ise zafiyete dönüştü. Bu süreçte AFAD Genel Müdürü Orhan Tatar, “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bakanlar bölgeye geldi” açıklaması yaptı. Eski Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, depremde müdahaleye geç kalınmasıyla ilgili şu eleştirileri dile getirdi:
“SIKINTILARA YOL AÇTI”
“Türkiye’de otoriter bir tek adam rejimine doğru yönelmiş olmanın sıkıntılarını bu deprem felaketinde birebir gördük. Gecikmeler, her şeyin bir adamın emrine, onayına veya iznine bağlı olması zamana karşı yarışılan bir dönemde sıkıntılara yol açtı. Bu konuda en disiplinli, en örgütlü kurum TSK’nin afet konusunda yardıma çağrılması çok gecikti. 24 saat sonra gelen askeri yardımların canlı kurtarılabilecek birçok insanın yaşamını yitirmesine sebep olduğu görülüyor. Bunların tamamında AFAD öne çıkarılmak istendi. Burada yönetim zaafından, otoriter rejim yaklaşımından ve liyakatsiz yönetimler nedeniyle kayıplarımız korkunç boyutlara ulaştı.”
“KOORDİNASYON EKSİK”
Söylemez, can kayıplarındaki tabloyla ilgili de “İlahiyat eğitimiyle deprem arasında hiçbir bağlantı olmamasına karşın buraya getirilen insanların ve bu merkezileşmenin sivil toplumla bir koordinasyon kuramaması, istense de istenmese de büyük acılara ve can kaybına sebep olmuştur. AFAD’tan habersiz kuş uçmaz mantığı böyle felaketlerde doğru değildir” dedi.
Eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın şu ifadeleri kullandı:
“BECEREMEDİLER”
“Tek adam rejiminden yalnızca deprem için değil olağan durumlar için de kurtulmamız gerekiyor. Önemli olan devletin kapasitesini kullanma kabiliyetidir. Devlet kapasitesi memurlar ve kurumlara bağlı. Bunun için başarılı kurumlarınız ve likayatli memurlarınız olacak. Türkiye’de kurumların tümüyle içi boşaltılmış, yetkilerini yitirmiş durumda, Müthiş bir başarısızlık örneği sergiliyorlar. Kritik saatler yönetilemedi. Beceremediler. Türkiye’nin potansiyelini kullanamıyorlar.”
“ARTIK HERKES ONAY BEKLİYOR”
Afet yönetiminde eşgüdüm sorunu yaşanmasına tepki gösteren eski TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan, “Bu, tek adam rejiminin sıkıntılı ve şikayet edilen bir sonucu. Herkes icazet, onay bekliyor. Böyle durumlarda kamu yöneticileri inisiyatif almalı” dedi. Eski vali ve kaymakamlarla iletişimde olduğunu söyleyen Gürkan, şöyle devam etti: “Onların da tespiti; hiç kimsenin inisiyatif kullanamadığı yönünde. ‘Yetkiyi kullanırsam başıma ne gelir?’ korkusu var.”
“İNİSİYATİF KAYBEDİLDİ”
Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, 2010’da kaldırılan ve askerin doğal afet durumlarında önceden hazırlanmış planlar doğrultusunda bölgeye müdahale etmesine olanak tanıyan “Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma (EMASYA) protokolüne işaret ederek şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerken iktidar, her şeyi tek başına çözeceğini söyledi. ‘Her karar süratli alınacak, süratli bitirilecek’ dendi ama emir komuta zincirinde inisiyatif kaybedildi. 17 Ağustos’ta emir beklemeden görevler taksim ettim. 10 şehir yerle bir oldu. Gecikmeden kaynaklanan sıkıntılar var. Türkiye artık devletin yönetilemediği bir durumla karşı karşıya.”