Sinan Oğan: Esas seçim 2 sene sonra olacak

ATA İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Oğan “Esas seçimin 2 sene sonra olacağını düşünüyorum. Ben de kazansam bu ekonomik kriz mevcut şartlarda sürdürülebilir değil acı reçete uygulanması gerekiyor” dedi.

Sinan Oğan: Esas seçim 2 sene sonra olacak

ATA İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan, Habertürk Televizyonu yayınında Serap Belet ve Kürşad Oğuz’un sorularını yanıtladı ve gündemdeki konuları değerlendirdi.

“Biz birinin oyunu bölmüyoruz, bize ait orana sahip çıkıyoruz” diyen Sinan Oğan, “Türkiye’nin siyasal yelpazesi içinde Türk milliyetçileri, Atatürkçüler gerçeği var. Bu kitlenin adayı yoktu. Türk milliyetçileri ne domuz bağı ne Kandil Dağı der” ifadelerini kullandı.

Seçmenin yorgun olduğunu söyleyen Oğan, “Türk milleti Sayın Erdoğan’ın bağıran üslubundan yoruldu. Sayın Kılıçdaroğlu’nun da sürekli yenilmesinden yoruldu. Biz buna köhne siyaset diyoruz. Biz geleceği konuşmalıyız. Gençler farklı bir Türkiye ve dünya özlemi içerisinde” dedi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’la 8 ay önce iş birliği hakkında görüştüklerini aktaran Oğan, “Mansur Bey aday olsaydı ben aday olmayacaktım. Burada hedefim Türk milliyetçisinin, Atatürkçünün Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetmesine destek olmak. Türk milliyetçileri kendi adayını çıkaracaktır ve destekleyecektir. Nitekim bunu yaptık. Her kesimden insanlar bize imza verdi. Şu anda bu işin çelik çekirdeğini Atatürkçü ve Türk milliyetçileri oluşturuyor” diye konuştu.

2 yıl sonra yeni bir seçim olacağını düşündüğünü dile getiren Sinan Oğan, “Bu seçimin ara seçim olduğu kanaatindeyim. Esas seçimin 2 sene sonra olacağını düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte bu seçimlerin son seçim olmadığını, Türkiye’nin siyaset elitleri değişimi sürecinde olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin erken seçime mecburen gideceğini düşünüyorum. Ben de kazansam bu ekonomik krizin mevcut şartlarda sürdürülebilir olmadığını, acı reçetenin uygulanması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Sinan Oğan’ın açıklamalarından başlıklar şöyle:

‘YÜZDE 7-9 ARALIĞINDA OY ORANIMIZ VAR’

“Halk arasında giderek artan bir ilgi olduğunu görüyorum. Şu an 7-9 oranında oy oranımız var. Son düzlüğe girdiğimizde ipi göğüslemek istiyoruz. Kademeli bir artışı öngördük. Her şey planladığımız gibi gidiyor.”

‘MEDYA MUHARREM BEY’İ TÜKETTİ’

“Medya Muharrem Bey’i (Memleket Partisi Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce) tüketti. Medya hızlı girdi Muharrem Bey meselesinde. Sayın İnce’nin medyada birtakım şeyleri oldu. Fatih Altaylı programında düşüş yaşadı, Babala TV’de öğrencilerle girdiği diyalog. Sakinliği bıraktığınız anda karşınızda iki kitle var. Cumhur ve Millet İttifakı. Sizin açığınızı arayan ciddi sosyal medya bloğu var.”

‘KİMSENİN OYUNU BÖLMÜYORUZ’

“Biz birinin oyunu bölmüyoruz, bize ait orana sahip çıkıyoruz. Muharrem Bey, CHP Genel Başkan adayıydı. En son CHP’nin cumhurbaşkanı adayıydı. Oy kitlesinin ana eksenini CHP seçmeni oluşturuyor. CHP’nin adayı var. Sayın Erdoğan da siyasal İslam ve muhafazakar kitlenin adayı. Türkiye’nin siyasal yelpazesi içinde Türk milliyetçileri, Atatürkçüler gerçeği var. Bu kitlenin adayı yoktu. Türk milliyetçileri ne milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım diyen Erdoğan’a ne de demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçen diye Kılıçdaroğlu’na evet demez. Türk milliyetçileri ne domuz bağı ne Kandil Dağı der.”

‘KILIÇDAROĞLU VE İNCE İLE GÖRÜŞTÜM, ERDOĞAN’DAN RANDEVU İSTEDİM’

“Bizim Atatürk ve Türk milliyetçileri adayı olarak çıkmamız tabanı konsolide etti. Şimdi amacımız ikinci halkayı konsolide etmek. Son haftada yüzde 30’u aşıp ikinci tura kalmak. ATA İttifakı durduğu yerde başka ittifaktan gelmesi nezaketsizlik olurdu. Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın İnce’den seçim güvenliği ile ilgili randevu istedim, lütfedip görüştüm. Sayın Erdoğan’dan da istedim. Lütfederlerse görüşürüz. Biz cumhurbaşkanı adayları olarak konuşuyoruz, sizin kavga etmenize gerek yok mesajını vermek istiyorum.”

‘MİLLET, ERDOĞAN’IN ÜSLUBUNDAN KILIÇDAROĞLU’NUN DA SÜREKLİ YENİLMESİNDEN YORULDU’

“Türk siyaseti Sinan Oğan’ı MHP milletvekili olarak tanıyordu ama cumhurbaşkanı adayı olarak yeni yeni tanıyor. Türk milleti Sayın Erdoğan’ın bağıran üslubundan yoruldu. Sayın Kılıçdaroğlu’nun da sürekli yenilmesinden yoruldu. Eğer bir sevap varsa ikisi ortağı, günah varsa iki taraf ortağı. Biz buna köhne siyaset diyoruz. Biz geleceği konuşmalıyız. Gençlerin bize inanılmaz ilgisi var. Bir genç arkadaşımız espri yaptı ‘Dedeleri pistten alalım’ dedi. Gençler farklı bir Türkiye ve dünya özlemi içerisinde.”

‘MANSUR BEY ADAY OLSAYDI, BEN ADAY OLMAYACAKTIM’

“Sayın Özdağ ile 8 ay önce bir araya gelip iş birliği zemini konuştuk. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu işe kilitlenmiş görüyordum. Mansur Bey aday olsaydı ben aday olmayacaktım. Burada hedefim Türk milliyetçisinin, Atatürkçünün Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetmesine destek olmak. Türk milliyetçileri kendi adayını çıkaracaktır ve destekleyecektir. Nitekim bunu yaptık. Bir günde 50 bine yakın imza topladık. Her kesimden insanlar bize imza verdi. Şu anda bu işin çelik çekirdeğini Atatürkçü ve Türk milliyetçileri oluşturuyor.”

‘İYİ PARTİ TABANININ BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU KILIÇDAROĞLU’NA OY VERMEYECEK’

“2 hafta önce Sayın Muharrem İnce’nin bu seçimin sonuçlarının mutlak değiştirici olduğu konuşuluyordu, bugün Sinan Oğan’ın yükselişini konuşuyoruz. Sahalarda 2002’nin havası var. Oy tabanları bize başka şey söylüyor. MiLlet İttifakı ve CHP’nin adayı Sayın Kılıçdaroğlu sol, sosyal demokrat bir isim. Oy oranı yüzde 25’tir. Yüzde 32 olmaz. Sayın Erdoğan’ın yüzde 20-25’tir. Hadi yüzde 30 olsun. Hadi HDP’ye de verin. Yüzde 30’luk kitle Atatürkçü ve Türk milliyetçisidir. İYİ Parti’nin tabanının büyük çoğunluğu İYİ Parti’ye oy vermekle beraber Sayın Kılıçdaroğlu’na oy vermeyecek. İYİ Parti ve MHP’nin Türk milliyetçisi seçmeni bana oy verecek.”

‘KÜRT KARDEŞLERİMİZDEN DE OY ALACAĞIMA İNANIYORUM’

“Ben Kürt kardeşlerimden oy alacağıma inanıyorum. Iğdır’da doğdum, büyüdüm. Kürt kardeşlerimle top oynadım, aynı ekmeği yedim. Kürt kardeşimle empati kuracak olan benim. Bütün Kürtlerin oyunu alacağım demedim. Milletvekili seçilirken Iğdır’da çok ciddi oy aldım. Kürt kardeşlerimin hepsi HDP’ye oy vermiyor. Kürt vatandaşlarımızın yüzde 99’u bu ülkeye bağlı. Yüzde 1’lik kitle HDP’nin üst yapısı, terörle mesafe koymayan.”

‘BİZ İSTİŞARE KÜLTÜRÜNDEN GELİYORUZ’

“Türk Bayrağından rahatsız olan bir yapı. Cumhur İttifakı’na eklemlenen HÜDA PAR, Türkiye’de yeşil Kürdistan kurmak istiyor. Millet İttifakı’na eklemlenen HDP de Türkiye’de kızıl Kürdistan istiyor. Bizim ATA İttifakı’nın teröre mesafesi nettir. Biz ikinci tura kalacağız. Ortaya prensip koyacağız. Biz istişare kültüründen geliyoruz. İkinci turda biz kalamazsak, diyeceğiz ki muhataplarımıza, ‘bizim sizi ikinci turda kazandırma potansiyelimiz var şu terörle iltisaklı yapıyı uzaklaştır’ diyeceğiz. Milli bir duruş sergile, milli meselelerdeki protokolümüzün altına imza at. Ortaya milli protokol koyacağız.”

‘MUHALEFETE MUHALEFETİ DOĞRU BULMUYORUM’

“Elbette ki iktidar eleştirilir. Muhalefete muhalefet yapmayı doğru bulan birisi değilim. Muhalefetin duruşunu eleştirebilirim. Terörle arasına mesafe koymuyorsa eleştiririm. Temel eleştirim icraatı yanlış yapanıdır. Siyasetin doğasında, mantığında iktidar eleştirilir. 20 senedir ülkemizi yöneten, bu hale getiren muhalefet değil. Sayın Erdoğan’ı dinleyince sanki yeni iktidara gelecek. Mülakatı kaldıracağım diyor. FETÖ soruları çalarken neredeydiniz?”

‘MÜLAKATI KALDIRIN, YAZILI SORULARI LİYAKATSİZLER HAZIRLADIĞINDA NE YAPACAKSINIZ?’

“Mülakatı kaldırdınız diyelim, liyakati nasıl sağlayacaksınız? Yazılı soruları liyakatsizler hazırladığında ne yapacaksınız? Deprem bölgesinde AFAD ve Kızılay’da liyakatsizliği gördüm. AFAD ve Kızılay’a devlet ey koymalıdır. 1,5 dakikada bu ülke depremde 50 binden fazla can verdi. Yarın Allah korusun İstanbul’da bir şey olsa bu AFAD, Kızılay sınıfta kaldı. Bu iktidar neden ders almıyor?”

‘BU SEÇİMİN ARA SEÇİM OLDUĞU KANAATİNDEYİM’

“Ben bu seçimin ara seçim olduğu kanaatindeyim. Esas seçimin 2 sene sonra olacağını düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte bu seçimlerin son seçim olmadığını, Türkiye’nin siyaset elitleri değişimi sürecinde olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin erken seçime mecburen gideceğini düşünüyorum. Ben de kazansam bu ekonomik krizin mevcut şartlarda sürdürülebilir olmadığını, acı reçetenin uygulanması gerektiğini düşünüyorum.”

‘BİZ KAZANSAK DA TÜRKİYE’DE EKONOMİ POLİTİKASI DEĞİŞMEK ZORUNDA’

“Faiz sebep enflasyon sonuç diye bir şey yok. Bir ekonomist olarak böyle bir politikanın olmadığını bunun Sayın Erdoğan tarafından ortaya atıldığını bu tezin başarısız olduğunu görüyorum. Sayın Erdoğan istişareden, meşveretten çok uzaklaştı. Yanında hiçbiri ‘Sayın Cumhurbaşkanı bu tezden vazgeç’ diyemiyor. Türkiye yeniden faiz artırımına gidecek, yazıyorum buraya. Biz kazansak da Türkiye’de ekonomi politikası değişmek zorunda. Sayın Mehmet Şimşek’e davet geldi gitmedi. Çünkü Sayın Şimşek bunun sürdürülebilir olmadığını biliyor.”

‘BU POLİTİKA FAİZ LOBİLERİNİ BESLİYOR’

“Bu resmen faiz lobilerini beslemek, bankaları beslemektir, sermaye transferidir, Türk ekonomisinin sermaye piyasalarına peşkeş çekmektir. Bizim küresel ve uluslararası piyasalara güven veren ekonomi politikası uygulaması lazım. Merkez Bankası başkanının derhal görevden alınması lazım. Oraya bağımsız ve güvenilir bir ismi atamak lazım ve asla baskı yapmamak lazım. Dış politikamızın barışçıl ve vakur aynı zamanda dış ticaretimizin önünü açan bir politika uygulaması lazım.”

‘GÖÇMENLERİ GEREKİRSE ZORLA GÖNDERECEĞİZ’

“Sayın Cumhurbaşkanı ensar muhacir edebiyatı yapıyor. Sayın Kılıçdaroğlu gönüllü göndereceğiz diyor. Biz gerekirse zorla göndereceğiz. Hukuki olarak zorla göndereceğiz. Almanya’da kaçak Türk yakalandığında ‘Lütfen ülkenize döner misiniz?’ mi diyorlar. Ne diyorlar? Savaş bitti. Şu ana Suriyeli göçmenlere hastane, postane bedava. Biraz abartarak söylüyorum. Aynı şey Türkmen göçmenlere Afgan göçmenlere uygulanmıyor? Neden sığınmacılar her yerdeler? Sığınmacı sığınmacı kampında olur? Ben Suriyeli karşıtı, şu yanlısı değilim. Normalinden fazla olan her şeyi normale döndürülmesi taraftarıyız. 20 bin Suriyeli olsa sorun etmezdik. 6-7 milyon Suriyeli var. Türkiye’de 13 milyon göçmen var. Önemli kısmı kaçak.”

‘GERİ KABUL ANLAŞMASI, TÜRKİYE’YE HAKARETTİR’

“Geri Kabul Anlaşması’na MHP milletvekili olarak şerh koymuştum. Bu karar Türkiye’yi göçmenistana dönüştürür demiştim ve dediğim çıktı. Bu anlaşma ülke için züldür. Eğitimi yoksa Türkiye’ye veriyorlar onun yerine eğitimli doktor ve mühendisi alıp götürüyorlar. Bu Türkiye’ye hakarettir. Esad’sa Esad, Talibansa Taliban fark etmiyor. Görüşüp bunları ülkelerine göndereceğiz. Ev fiyatları, gıda fiyatları, kiralar düşecek. Kadınlarımız için sokaklar daha güvenli hale gelecek. Çocuklarımız sokaklarda daha rahat oynayabilecek. Diyeceksiniz ki insan haklarına uygun mu? Evet uygun. Biz üzerimize düşeni yaptık. Biraz da Yunanistan bakın. Ben sığınmacıların seyahat özgürlüğüne engel olmayacağım. Türkiye’de özgürlükleri yeterince kullandılar, biraz da Avrupa’da kullansınlar.”

‘HERKES SEÇİM GÜVENLİĞİNE ODAKLANMALI’

“CHP’lilere çağrıda bulunuyorum, bu işi, yabancı seçmen sayısını hafife almayın. Sayın Kılıçdaroğlu’na da söyledim. Bu konuda çalışmaların olduğunu söyledi. Açık yüreklilikle her türlü bilgi ve belgeyi paylaşabileceğini söyledi. Seçim sonuçlarını değiştirirse bu iş değiştirecek. Ortalama 2 milyon gri bir seçmen alanı var. Bir kısmının kim olduğu belli değil, bir kısmının yabancı olduğu var. Bir kısmı oy kullanamayacak. Parmak boyasını geri getirirseniz bu endişelerimiz ciddi şekilde giderilecek. Sayın Erdoğan sahada gördüğüm bu seçimi kaybediyor. Sahadaki gözlemim, yaptığımız araştırmalar sayın Erdoğan’ın kaybettiğini gösteriyor. Ama Sayın Erdoğan çok rahat. Tamamen kanaatimi söylüyorum, seçim güvenliği meselesi seçim sonuçlarını doğrudan etkileyecek. Seçim güvenliğini tartışın, herkes seçim güvenliğine odaklansın.”

‘ERDOĞAN’IN SÖZLERİ SON DERECE YAKIŞIKSIZ’

(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bir tarafta bölücülerin ‘Yürü Kemal’i’ var. Öte tarafta ‘Gel Muharrem’ bulunuyor. Beri taraftakini saymaya gerek bile yok” sözleri) Son derece yakışıksız değerlendiriyorum. Bu ülkede bu ifadeleri bir kenara bırakmak lazım. Cumhurbaşkanı adaylara başarı dilemeli. İsimleri ifade etmeli. Birisine Bay Kemal, ötekine Yürü Muharrem, berikine onu saymaya gerek yok. Bu bir kusma. Sayın Cumhurbaşkanının bu sözünden sonra Türk milliyetçilerinden o kadar çok tepki aldım ki. ‘Sayın Cumhurbaşkanı yok sayıyorsa biz var sayıyoruz’ dediler.”

‘ERDOĞAN VE KILIÇDAROĞLU MİLLİYETÇİLERİ ÇANTADA KEKLİK GÖRÜYOR’

“Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı oyu kendi kitlesinden alacağı oyudur, Sayın Kılıçdaroğlu da öyle. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu Türk milliyetçilerini çantada keklik görüyor. Öyle bir şey yok. Sayın Erdoğan’a bir çağrıda ve tavsiyede bulunmak istiyorum; 20 senedir bu ülkeyi gerdin yeter artık! Daha temiz bir dil kullanalım. Diğer adaylara da aynı çağrıyı yapıyorum. Sinan Oğan Türk milliyetçileri ve Atatürkçülerden oy alacak. Sayın İnce de daha çok CHP’li seçmenlerden oy alacak diyebiliriz. Ben seçimin kesinlikle ikinci tura kalacağını düşünüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bir miktar Sayın Erdoğan’ın üzerinde olduğunu görüyorum. Yüzde 30 ila 40 bandı arasında, Erdoğan’ın yüzde 30’un sınırlarında görüyorum. Böyle aldım götürdüm, yüzde 49 gibi oy oranı yok sahada.”

‘MHP’Lİ SEÇMEN ÜÇ HİLALİ GÖRMEZSE AMPULE OY VERMEZDİ’

“Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun yanına aldığı HDP ve HÜDA PAR belirleyecek. HDP ve HÜDA PAR’ın reaksiyonları belirleyecek. AK Parti içerisinde aklı selim olanları, BBP içindekileri etkiliyor. Kadına karşı Taliban zihniyetiyle yaklaşan, kadına eğitim hakkını hor gören bir anlayış. Bir tek ‘suçluların kafasını keseceğiz’ demedikleri kaldı, onu bile diyorlar bazı televizyon programlarında. Sadullah Ergin’in sağ seçmende ne gibi karşılığı var? Adaleti bitirenlerden birisi de Sadullah Ergin’dir. FETÖ ile birlikte bu ülkenin adalet sistemine çok özür dileyerek söylüyorum tecavüz edenler onlardı. Şimdi ne diye kalkıp oy istiyorlar? Son listeler CHP oylarını düşürmüştür. Ortak liste doğru, isimler yanlış. Benim işime geliyor o ayrı mesele. Cumhur İttifakı’nın da ortak listeye girmemesi yanlış. Orada da Sinan Oğan devreye girdi. MHP tabanı üç hilali görmeseydi oy vermezdi. Üç hilal yerine AK Parti’nin ampulünü gören Türk milliyetçisi oy vermez. Bu kararın sebebi budur. MHP siyaset dengesi açısından doğrusunu yaptı. İttifak açısından doğru değil.”

‘SOVYET MANTIĞI İLE GİTMEYİ BİR TARAFA BIRAKMAMIZ LAZIM’

“Evet İHA, SİHA, TOGG, MMU ile gurur duyuyorum; ancak ekmek arası TOGG yiyemiyorsunuz. Kazanın içine TOGG’u koyup kaynatamıyorsunuz. Karnınız ona TOGG değil. Ben Sovyetler Birliği dağılmadan gördüm. Moskova’da doktora yaptım. Tezimde Rusya’yı yazdım. Bizim önümüzdeki süreç içerisinde Sovyet mantığı ile gitmeyi bir tarafa bırakmamız lazım. En son Sovyetler Birliği’ni gördüğümde dev gibi silah sanayi, uzay mekiği, en gelişmiş savaş sistemleri kurgulayan ama mutfakta kaynatacak yemeği olmayabilir. Sovyet ekmeği ile adam öldürebilirdiniz, o kadar sertti. Mutfakta yiyeceğin soğanı da üreteceksin, vatandaşın alım gücünü dengeleyeceksin öte yandan milli araba, uçak, İHA, SİHA üreteceksin. Dengeli noktayı tutturmak lazım. Bu taraf da diyor ki, gelirsek soruşturma açarız. İkisi de abes noktalardan bakıyor. Ali Babacan’ın, CHP’nin bakışı ortada. Bir tek biz bu işe sağlıklı pencereden bakıyoruz. Biz hatta hipersonik hıza alıştırmamız azım İHA, SİHA’ları diyoruz. Ama bununla beraber mutfağımızı vatandaşımızın karnını doyuracak şekilde yapmak durumundayız.”

‘HER ŞEYDEN VERGİ ALINIYOR RANTTAN ALINMIYOR’

“Ben cumhurbaşkanı adayı olarak ülkeyi yönetmeye iddialıyım. Vatandaşlara refah düzeyini önermek istiyorum. Fakirlik düzeyinde asgari ücret dönerdim. 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı 31 bin 256 TL’ydi. Türkiye asgari ücret açlık sınırının altında. Ben de diyorum ki, yoksulluk sınırına denkleştirmek asgari ücret önermeliyim. Yarım alım gücünü artırırsınız bu 15 bin liraya düşer. Türkiye’de her şeyden vergi alınıyor, ranttan vergi alınmıyor. Niye? Bir vatandaş 10 milyon liraya arsa alıyor. 2 katlı bahçeli ev yapmaya uygun. Belediyelerden birilerini görüyor, plan tadilatı yapıyor 90 katlı rezidans yapıyor. Bir gecede ne kazanıyor? Devlete 1 lira vermiyor. Bakkaldan, kuaförden alıyor. 500 milyon lira servete ulaşan adamdan niye almıyor? Çünkü kafa hep inşaata ranta çalışıyor. Türkiye’nin en önemli sorunu adalettir. Ekonomi çok önemli sorun, adaleti sağlamazsanız ekonomide bir şey yapamazsınız. En önemli sorun sığınmacılardır ama bunu da adaletli bir şekilde çözebilirsiniz. Liyakatsizlik, eğitim, depreme hazırlıksızlık sorunu vardır.”

‘BEN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE TARAFIM’

“Kadının beyanı üzerine yürüyen sistem var. Bu iyi niyetli yaklaşım. Kötü niyetli birisi bunu kullanabilir. Ben İstanbul Sözleşmesi’ne tarafım. Kadın haklarına tarafım. Her türlü şiddetin karşısındayım ancak beyan meselesini bir miktar dengelemek lazım. Bazen iftira atılabiliyor. Erkek kendini anlatana kadar 6 ay hapiste kalıyor. Buna adaletli çözüm bulmak zorundayız. Kadınları incitmeden, haklarına halel getirmeden hukuk içerisinde bir çözüm bulabileceğimiz kanaatindeyim.” (HABER MERKEZİ)

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ