Dünya Kalp Günü… Kalbinizin Kahramanı Olun!
Bu yıl da 29 Eylül Dünya Kalp günü, ülkemizin de içinde yer aldığı pek çok ülke tarafından kutlandı. “Kalbin de günü mü olur?” diyenler vardır elbette ama var ve çok da önemli aslında…Dünya Kalp Günü, ilk kez 2000 yılında kutlanmaya başlandı.Dünya …
Bu yıl da 29 Eylül Dünya Kalp günü, ülkemizin de içinde yer aldığı pek çok ülke tarafından kutlandı. “Kalbin de günü mü olur?” diyenler vardır elbette ama var ve çok da önemli aslında…
Dünya Kalp Günü, ilk kez 2000 yılında kutlanmaya başlandı.
Dünya Kalp Federasyonu ve üye kuruluşların düzenlediği bu gün, kalp sağlığı üzerine dikkat çekmek üzere planlanmıştı.
Kalp hastalıkları nedeniyle ölümler, tüm dünyadaki ölümler sıralamasında başı çekmekte olup, her yıl tüm dünyada yaklaşık 18 milyon kişinin yaşamını kaybetmesine neden oluyor.
Ne yazık ki durum, ülkemiz için de pek iç açıcı değil! Covid salgını sonrası, bu virüsün damar duvarına yaptığı tahribatın da etkisiyle, kalp krizleri ile ölümler ya da kalp ve damar hastalıklarının artışı ile toplumun dikkati de bu yöne doğru çevrildi.
Aslında kalp krizlerinden ölümler ülkemizde her zaman ilk sırada geliyordu. İstatistiklere göre, her yıl yaklaşık 300 kişi kalp krizi geçirmekte olup, yaklaşık 125 bini kaybedilmektedir.
Bu ürkütücü sayı, her yıl genç yaşlara indiğinden daha da artmaktadır. Dünya genelinde ise, sayının 2030 yılında 22,2 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.
İşte bu nedenle kalp damar sağlığı önemlidir ve riskleri en düşüğe indirerek, yaklaşık yüzde 80’lere varan risk azaltılması sağlanabilir. Farkındalık ve erken teşhisin önemli olduğu bu hastalık grubunda, kimlerin risk altında olduğunu şöyle sıralamak mümkün:
- Yüksek kolesterol, yüksek tansiyon veya şeker hastalığı olanlar,
- Sigara içenler,
- Aşırı kilolular,
- Yeterli fiziksel aktivite yapmayanlar,
- Sağlıklı beslenmeyen, işlenmiş ve paketli gıdalar, aşırı karbonhidrat ve yağ tüketenlerle, katı yağlarla beslenenler.
- Stres, kirli hava gibi olumsuz etkenlerle iç içe olanlar.
- Ancak en önemli ve değiştirilemeyen etken olarak yaş ve aile geçmişini söyleyebiliriz…
Bu bağlamda, risk daha da artabiliyor; yani:
- 55 yaş üstü bir kadınsanız,
- 45 yaş üstü bir erkekseniz,
- Babanızın veya erkek kardeşinizin 55 yaşından önce kalp hastalığı varsa,
- Annenizin veya kız kardeşinizin 65 yaşından önce kalp hastalığı varsa daha dikkatli olmanız ve kontrollerinizi düzenli yaptırmanız gerekiyor.
Ancak iyi haber şu ki, kalp hastalığını önlemek için yapabileceğiniz çok şey var!
Akdeniz tipi, yani sebze, meyve, protein ağırlıklı beslenmek, abur cubur, kızartma ve hamur işlerinden kaçınmak, yemeklerde zeytinyağı kullanmak, aktif-hareketli olmak, alkol kullanmamak, haftada en az 150 dakika tempolu yürüyüş yapmak, kilolu olmamak, sigara içmemek ve pasif içicilikten de uzak durmak, kolesterolünüzü ve kan basıncınızı kontrol ederek, normal dışı değerlerde ise hekimin önereceği tedavilerle normal sınırlara gelmesini sağlamak, tansiyonunuzu büyük 14’ün, küçük 9’un altında tutmak, kötü huylu kolesterolü (LDL) risk durumuna göre, gerektiğinde ilaçlarla 130, bilinen bir damar hastalığında 70 altına indirmek ve stresten uzak kalmaya çalışmak…
Tabii ki en önemli olan ise, başta riskli grupların düzenli kalp kontrollerini yaptırması, göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik gibi yakınmaları olanların mutlaka kalp doktoruna görünmeleri, ortaya çıkabilecek kötü sonuçları engellemek adına son derece önemlidir. Zira, kişiyi kalp krizi geçirmeden yakalayabilmek, hem ölümün önüne geçmek, hem de kriz sonrası ortaya çıkabilecek ağır ve geri dönüşü olmayan kalp kası hasarlarını önlemek adına çok hayatidir. Kalp damar tıkanıklıkları, sinsi ve bulgu vermeden ilerleyerek hayatınıza mal olabilir. Kalbinizi önemseyin ve onun ihmale gelmeyeceğini asla unutmayın!