Sekiz yıl beyin tümörüyle yaşadı: Uyarı işaretlerini açıkladı
Sekiz yıl boyunca tespit edilemeyen beyin tümörüyle yaşayan bir adam, deneyimlerine dayanarak dikkat edilmesi gereken önemli uyarı işaretlerini açıkladı.
“Tavşan Deliğinden Aşağı Bir Gezi: Beyin Tümörüyle 10 Yıllık Yolculuğum” kitabının yazarı Matt Carpenter, 2010 yılında bilgisayarlı tomografi taramasında tümörü gözden kaçırıldıktan sonra tekrar hastaneye gitmesine yol açan semptomlardan bahsetti.
Ocak 2018’de Carpenter’a acil ameliyat gerektirecek düşük dereceli bir glioma beyin tümörüne sahip olduğu söylendi.
TikTok’ta beyin tümörünün belirtilerini anlatan Carpenter, düşünülenin aksine baş ağrısı yaşamadığını söyledi. Bulanık görmenin hiç yaşamadığı bir başka semptom olduğunu da sözlerine ekleyen adam, 2010’da teşhis konulamamasının ardından herhangi bir belirti yaşamasının iki veya üç yıl sürdüğünü ekledi.
NÖBET GEÇİRMİŞ
Carpenter, “Beyin tümörü bana 2012-2013’e kadar fark edebileceğim herhangi bir semptom vermedi, bu da konuşmamın komikleşmesini engelliyordu.”
“Ara sıra kelimeleri geveleyerek söylüyorum, bazı kelimeleri nasıl söyleyeceğimi unutuyorum ya da cümlenin ortasında ne söylediğimi unutuyorum.” diye konuştu.
Ancak birkaç yılın ardından zihinsel sağlığında ve duygusallığında yaşadığı değişiklikler onda panik başlattı. Bir gün uyandığında da, “tuhaf sesler çıkardığını, salyalarının aktığını ancak hareket edemediğini ve nefes almakta zorlandığından” bahsetti.
Uyku felci geçirdiğini düşünse de gerçek sonradan ortaya çıktı. Şiddetli nöbetler geçiren adam, bu nöbetlerin yalnızca yorgun ya da stresli olduğunda tetiklendiğini açıkladı.
DOKTORUNUZLA KONUŞUN
Tekrar hastanenin yolunu tutan Carpenter, başlangıçta tümörü gözden kaçırılmış olmasına rağmen, “Vücudu hakkında endişe duyan herkese verebileceğim en iyi tavsiye: Eğer bir şeyler yolunda gitmiyorsa, doktorunuzla konuşun.” dedi.
Ocak 2018’de teşhis konduktan iki ay sonra tümörü çıkarıldı. Ancak sonra ikinci bir beyin tümörüyle de baş etmek durumunda kaldı. Bu kez radyasyon ve kemoterapiyle tedavi gördü.
Yaşadıklarının bir sonucu olarak skolyoz ve diyabetle de mücadele eden Carpenter, “Hasta olduğum için teknik olarak iş aramama gerek yok ama sıkıldım, çalışmak istiyorum.” diyerek hayatına kaldığı yerden devam ettiğinden bahsetti.
Carpenter, çalışmanın yanı sıra, hayır amaçlı olarak Afrika’nın en yüksek dağı olan Kilimanjaro Dağı’na sekiz günlük yürüyüş gibi fiziksel uğraşlarına da devam ediyor.