Hrant Dink’in Ölüm Yıldönümü Anma Töreninde Adalet Talepleri Yükseldi

Hrant Dink’in Ölüm Yıldönümü Anma Töreninde Adalet Talepleri Yükseldi

Türkiye genelinde Hrant Dink’in ölüm yıldönümü dolayısıyla düzenlenen anma törenlerinde, “emek ve demokrasi güçleri” bir araya geldi. Törenlerde, TİP Bodrum ilçe başkanı Barkın Kurt’un okuduğu “emek ve demokrasi güçlerinin” ortak basın açıklamasında, Hrant Dink’in katledilmesinin üzerinden geçen 17 yılın ardından hala adaletin sağlanamadığına vurgu yapıldı.

Kurt, açıklamasında, “Hrant Dink ülkesini seven, aydın bir gazeteci ve insan hakları savunucusuydu. Tek isteği, bu topraklarda kardeşçe barış içinde yaşamaktı. Ancak 17 yıl önce katledilen Hrant’ın ardından adalet talepleri karşılanmadı, cinayetin perde arkası aydınlatılmadı” dedi.

Anma töreninde konuşan Kurt, Hrant Dink cinayetinin işleneceğinin bilindiğini ancak önlem almayan, bilmesine rağmen sessiz kalanların suça ortak olduğunu belirtti. Ayrıca, tetikçinin serbest bırakılmasına, seçilmiş milletvekillerinin tutuklu olmasına ve Gezi direnişçilerinin haksız yere içeride olmasına dikkat çekti.

Açıklamada, Türkiye’de adaletin sınırlı olduğuna, işçi ölümlerinin, kadın cinayetlerinin, çürük yapıların ve mafya etkinliğinin serbest bırakıldığına dikkat çekilerek, kardeşçe yaşama inancının sürdürüleceği, faşizme karşı birlikteliğin devam edeceği vurgulandı.

Kurt, “Faşizme inat kardeşimizsin Ahparig, seni unutmayacağız, unutturmayacağız” ifadeleriyle Hrant Dink’e ve adalet mücadelesine vurgu yaptı.

Açıklama tam metni;

Hrant Dink ülkesini seven aydın bir gazeteciydi, insan hakları savunucusuydu. Tek isteği bu topraklarda kardeşçe barış içinde yaşamaktı.

Hrant’ı 17 yıl önce katlettiler.

Bu cinayetin işleneceği biliniyordu, önlem almayanlar, bildikleri halde bilmezden gelenler bu cinayete ortak olmuşlardır. Daha sonrasında tetikçinin kahramanlaştırılması, yargı süreçlerinin gerçek failleri korumayla geçmesi de bunu doğrulamaktadır.

Bu cinayetin perde arkası aydınlatılmadı, korunan kollanan tetikçi de Kasım ayında serbest bırakıldı. Seçilmiş milletvekili Can Atalay hakkında AYM’nin verdiği hak ihlali kararına rağmen tutsaklığı sürüyor, Gültan Kışanak’ın hukuksuz tutukluğunda yasal süre dolmasına karşın hala serbest bırakılmadı, bu ülkenin en onurlu direnişlerinden biri olan Gezi’nin tutsakları haksız, hukuksuz bir şekilde içerde.

Bunca suçsuz insan içerideyken adalette bu kadar haksızlık varken gerçek faillerin ortaya çıkarılmadan Hrant Dink’in katilinin tahliye edilmesiyle adeta adaletin tabutuna bir çivi daha çakılmıştır.

Bizler, adaletin peşindeki milyonlarca insan gibi gerçek katili biliyoruz, tanıyoruz! Aklayanlardan da koruyanlardan da cinayeti tasarlayanlardan da günü gelecek hesabını bir gün mutlaka soracağız.

Bu ülkenin mahkemelerince kaçak maden ocaklarında göçmen işçi çalıştırmak, suçun üstünü örtmek için patron eliyle işçi öldürmek serbest; kadınların kazanılmış haklarını gasp ederek, katilleri cezasızlıkla ödüllendirerek önünü açtıkları kadın cinayetleri işlemek serbest; kar ve rant hırsı uğruna çürük yapılarda binlerce yurttaşın ölümüne yol açmak serbest; mafya çetelerinin liderlerinin ülke yönetiminde söz sahibi olması serbest!

Kardeşçe yaşamak yasak, eşit ve özgür olmak yasak, adalet isteyenler ise terörist.

Bizler hangi etnik kökenden gelirsek gelelim, hangi kesimden olursak olalım kardeşçe yaşama olan inancımızı sürdürmeye devam edeceğiz. İnadımız sürecek. Katilleri yaratan, koruyan kollayan faşizmi birlikteliğimizle kardeşliğimizle ortadan kaldıracağız. Bu ülkeyi karanlığa teslim etmeyeceğiz.

Faşizime inat kardeşimizsin Ahparig, seni unutmayacağız, unutturmayacağız.