Kira tespit davaları için ‘ihtiyati tedbir’ önerisi
Konutlardaki yüzde 25 zam sınırı nedeniyle kiracı-ev sahibi davalarında artış yaşanıyor. Kiranın emsal değerine çıkarılması için açılan davanın sonuçlanması bazen bir yılı bulabiliyor. Prof. Dr. Umut Yeniocak, dava sonuçlanana kadar ihtiyati tedbir kararı alınmasının mağduriyeti önleyebileceğini söyledi.
Kanuna göre kira tespit davaları, en erken altıncı kira yılı için açılabiliyor. Davayı açan ev sahipleri, düşük kalan kira bedelinin emsalleri düzeyine yaklaştırılmasını talep edebiliyor.
Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umut Yeniocak, davaların birkaç yıl sürdüğünü belirterek yüksek enflasyon sebebiyle hızla artan kiraların ev sahibi ile kiracıları çok sık karşı karşıya getirdiğini hatırlattı.
‘Faiz de enflasyonun altında kalıyor’
Prof. Dr. Umut Yeniocak, kiraya verenin davanın sonunu beklemesi hatta geçmişe dönük kira farklarının tahsili talebiyle kararı icraya koyması için de mahkeme kararının kesinleşmesini beklemesi gerektiğini ifade etti.
Yeniocak’a göre kiraya veren, yıllar süren davanın sonunu bekleyip geçmişe dönük kira farkını faiziyle talep ettiğinde, kanun gereği kendisine ödenen faiz de enflasyon karşısında oldukça düşük düzeyde kalıyor.
‘Emsal fiyatıyla tedbir kararı alınabilir’
Bu tabloda müdahale edilmesi gereken çok şey olduğuna değinen Yeniocak, “Elbette enflasyon kalıcı olarak düşürülmedikçe bu sorunun sadece hukuk yoluyla kalıcı olarak çözümü mümkün değildir” değerlendirmesini yaptı.
Ancak kısa vadede kira tespit davalarında davacı kiraya veren tarafın, davalı kiracının dava süresince emsal kiraya yakın bir kira ödemesi yönünde ihtiyati tedbir talep etmesi ve mahkemenin de dosyada sıra dışı bir durum yoksa yüksek enflasyon şartlarında bu tedbir kararını vermesi gerektiğini vurguladı.
Böylece dava boyunca yükseltilmiş kira bedelini tahsil eden ev sahibi için davanın uzun sürmesinin ikinci bir mağduriyet sebebi olmaktan çıkacağını kaydetti.
Yeniocak, son olarak mahkemelerin bu yönde tedbir kararı vermeleri hâlinde uyuşmazlıkların arabuluculuk aşamasında anlaşmayla çözülme ihtimali de artacağından dava sayısının azalacağını öne sürdü.