Alkış Çavuşu mu O da Neyin Nesi? Diyenlere Yazıyorum

Alkış Çavuşu mu O da Neyin Nesi? Diyenlere Yazıyorum Bir önceki yazımın başlığında görünce alkış çavuşlarını “aa onlar da kim?” diyenler oldu. Mail kutum doldu, taştı. Bence, Osmanlı Devleti’nden alıp varlığına sahip çıkmanın ötesine geçtiğimiz tek statü sahibi atalarımız onlar olabilir. Hani “başka yoktur” diyemem ama bu kadar her sektörde kendine yer edineni, örnek kabul […]

Alkış Çavuşu mu O da Neyin Nesi? Diyenlere Yazıyorum

Alkış Çavuşu mu O da Neyin Nesi? Diyenlere Yazıyorum

Bir önceki yazımın başlığında görünce alkış çavuşlarını “aa onlar da kim?” diyenler oldu. Mail kutum doldu, taştı.

Bence, Osmanlı Devleti’nden alıp varlığına sahip çıkmanın ötesine geçtiğimiz tek statü sahibi atalarımız onlar olabilir. Hani “başka yoktur” diyemem ama bu kadar her sektörde kendine yer edineni, örnek kabul edilip idolleşenleri oldu mu? Varsa söyleyin…

Alkış Çavuşu Kimdir ?

Osmanlı imparatorluğunda başta padişah olmak üzere vezirlerinde içinde olduğu devlet büyüklerini özellikle halkın katılımının olduğu törenlerde alkışlamakla görevli devlet memurudur. Maaşı devletten alan alkış çavuşları, padişahın geçtiği yol üzerine dizilir, padişahı alkışlar ve bir yandan da tezahürat yaparlar.

Bugün, alanı pervasız şekilde genişledi. Devletten maaş alanı da var. Devlete karşı tutum geliştirenlerden maaş alıp “bu sivil bir görevdir” diyeni de var. At izi bırakanı var. İt izine yüzü düşeni var.

Hatta bakmışlar “Alkış Çavuşu Borsası” büyüyor. Bu sayede önlerde yer tutmak, kendi padişahlarının gözü önünde olmak umutları besliyor. Bu zaafı fark edenler “Paraya gerek yok” demişler, umut tacirliği ile de bu işi yapacak birileri çıkar aramızdan. Haklı da çıkmışlar. Maaş bağlanmadan hizmet verenlerin sayısı da az değil.

Ayrıca maçlardaki amigolar ve etrafındaki beleş biletli kalabalıkta bir çeşidi sayılabilir. Stüdyo programlarında alkış zamanlamaları konusunda seyirciyi uyaran bu türden kişiler mevcuttur.

Her siyasi partinin kendi alkış çavuşları var. Liderleri hakkında kim ne derse desin alkışla, tezahüratla bastırıyorlar. Bastıramadıklarını da zaten liderleri mikrofondan azarla işaret ediyor. Alandan uzaklaştırıyorlar. O haldeyiz!

Yetinmezler, basın içinde bile yer tutarlar. “Aman başkan kırılmasın, aman daire başkanı alınmasın. Yanlışı görmeyelim, küçücük doğrusunu büyütüp yazalım. Mesela :

“Tebrik gönderelim tamamlanmadan açılan yola,

Bravo demeli mutlaka 12 ay devam etmeyen deniz ulaşımına,

Nerede alkış dostlar belediye borçlarını kapatmak için milletin malını satanlara, Susun ilçe başkanlarının neden istifa ettiğine,
Kötü reklam olur yazmayın turizm beldelerinde 20 gün susuz kalan vatandaşın halini,
Sadece alkışlayın kafi halk açken spor tesisi açana, hastaneleri damın tepesine çekip içini dolduramayanlara,
Mikrofon uzatmayın, sakin karşılayın, dereye dökülen betonun yarın bölge halkına yapacaklarına”
Örnekleri artar gider…

Velhasıl, bu topraklarda çeşitli şekillerde vücut bulmakta zorlanmayan bir görevdir. Tabi Osmanlı Devletindeki temsili ile bugünkü hali sadece görev sahasını değil haddini de fazlasıyla aşmıştır. Hatta, ülkeye en çok zarar veren kitle haline net gelmiştir. Kişisel menfaatini, toplumun menfaatinin önüne koyan kim varsa bana göre “bugünün alkış çavuşu” dur.

Yerli yersiz yakınmalar ve alkış çavuşluğu bir yana bırakılacak olursa halkın gündemi “ekonomi” ve kulağımızın dibine kadar gelen “savaş” çığlıklarıdır.

Bu majör sıkıntıların yereldeki yansımaları ise belediyelerdeki taşınmazların borçlar bahane edilerek satılıyor oluşudur. Satışlar ile ilgili detaylar kamuoyundan saklanıyor. Neden?

Muhalif kanadın soruları yanıtsız bırakılmaya itina ile devam ediliyor. Kimin sayesinde?

Menteşe Belediyesine yönelik yapılan haberlere “gerçeği yansıtmıyor” yaftasını yapıştırmakta geri kalmayanlar önce haberin içeriğini araştırmaya, sorgulamaya gerek duymuyorlar. Ama maşallah “iki elin sesi var korosu” manşetlerde. Neden?

“168 milyon TL borca düştü” deniyor ilk açıklanan borç zaten 169 milyon TL’ye yaklaşıktı. Yeni metinde 250 milyon TL’den borcu 168 milyona düştü ifadesi var. Borcu da kafamıza göre mi belirliyoruz? Toplama çıkarma yaparken sıkıntısı olanlar belediye bütçesi mi yönetiyor? Açıklar mısınız bizzat makamdan yapılan rakamlardaki çelişki kimin marifeti?

Eleştirilerden biri başkanın, başkan olmadan önceki eski ortağını başkan yardımcısı yapması. “Bu konuya yok öyle değildi” demek kolay mı ? Şirket ortaklığı belgesiz iddia mı ? Diğeri “personel maaşlarını ödeyemeyecek dar boğazda olması” bunu zaten geldiği ilk aydan beri belediye çalışanları uluorta konuşuyor. Sendika metinlerine konu oldu. Okumayan kaldı mı? Yarım yarım ödenmeye çalışılan maaşlar tekrar düşünelim şimdi habercinin çıkarımı mı? “Devredilen kafeler tadilat tamirat sonrası geri iade edilecekmiş” güzel detay meclis toplantısı sonrası devir şartları kamuoyu ile paylaşırken bu detay açıklandı mı? Yeni duyuluyor. Eleştiri alınca parça parça savunma açıklaması mı yapacak yeni yönetim? Halkı ilgilendiren konular için kerpetenle mi alacağız açıklamayı hesap verebilirlik ilkesinin sorumluluğunu üstünde taşıyan makamlardan?

Kaldı ki merak içindeyim; Halk Bankası binası satışı mesela MHP İl Başkanlığı tarafından gelen basın metni ile mi duyurulması gereken bir konuydu? Yoksa ihale girişimi ve sonrası detaylı açıklama Büyükşehir Belediyesine mi yakışırdı? Gazeteciliği MHP İl Başkanlığı yaptı. Detayları da Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri makamından bir yazarın köşesinden okudu halk. Bu durumu “etiktir” diye karşılayacak kaç kişi var ? Alkış çavuşlarını sayma!

Taşınmaz alım satımlarının duyurusu, bilgilendirme açıklamaları “şeffaflık ilkesi” gereği fiili işleyen makamdan beklenir. Detayları halk ile paylaşmak zorundadır.

Neden? Çünkü; CHP İl Başkanı Zekican Balcı ‘nın da altını çizdiği gibi “bu mallar kimsenin babasının malı değildir.” O nedenle öyle kafamıza göre, babamızdan kalan evi yerleştirir misali” o vazoyu alıp şuraya taşırız, buradan daha çok güneş alır” diyemeyiz. Haydi dedik “onu oradan aldı oraya koydu, bize niye sormadı” diyene de çemkiremeyiz. Bunun sorgusunu yapması gerekenlerin eli yoruldu alkışlamaktan! Bu nasıl iş ?

Muhataplarına hatırlatırız!

Zafer Partisi İl Başkanı Ünal Yiğit imzasıyla gelen metinde sorular var. İlgili makamlardan cevap bekler. MHP İl Başkanı Oğuz Akarfırat imzalı gelen metine cevap diye gelen ama asıl cevaplanması gereken soruları yok sayan hali görmezden gelemeyiz. Satış ihalelerinin sadece duyurusunu değil, detaylarını da bilmek kamuoyunun hakkıdır. Hatırlatmak lazım biz unutmadık!

Menteşe Belediyesi 50 Milyon TL’lik taşınmaz satışını kimlere hangi şartlarda gerçekleştirmiştir? Devlet sırrı değildir!

Tarih sayfaları iyi bilir, alkış sesi yükselince çıplak padişahlara gökten kılık kıyafet inmedi. Bugün ne padişah makamı var ne de kimse pahalı uğraş ajanslarından terzilik bekleyebilir.

Önce toplum, önce kamunun menfaati demeyenlere en yakın ayna, en güzel dosttur. Kime dost, kime düşmansınız itiraf zamanı! Yan masadan ikram sıfatlarla bu iş buraya kadar bana kalırsa iyi dayandı dostum.

Haydi selametle…


BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ