Cumhurbaşkanı Erdoğan Muğla’da Muhalefete ‘Yaprak Dökümü’nü Hatırlattı
Cumhurbaşkanı Erdoğan Muğla’da Muhalefete ‘Yaprak Dökümü’nü Hatırlattı Başlıktan dolayı hafta sonu Muğla’da ağırladığımız Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği konularla ilgili bir eleştiri yazısı olarak düşünmeyin. Siyaseti de yazsam derdim halkın gündemi. Beklediğini alamayabilir bu nedenle bazıları baştan söyleyeyim. Perşembe Bodrum’daydım. Metropol alışkanlığı; trafiğine güvenmediğin yere toplu taşıma ile gidersin. Şoförlerle konuşmak ayrıca en sevdiğim […]
Cumhurbaşkanı Erdoğan Muğla’da Muhalefete ‘Yaprak Dökümü’nü Hatırlattı
Başlıktan dolayı hafta sonu Muğla’da ağırladığımız Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği konularla ilgili bir eleştiri yazısı olarak düşünmeyin. Siyaseti de yazsam derdim halkın gündemi. Beklediğini alamayabilir bu nedenle bazıları baştan söyleyeyim.
Perşembe Bodrum’daydım. Metropol alışkanlığı; trafiğine güvenmediğin yere toplu taşıma ile gidersin. Şoförlerle konuşmak ayrıca en sevdiğim ata sporudur. Zira, dedem de vakti zamanında uzun yol şoförüymüş. Severim o yüzden uzun yolda kamyoncuların durduğu yerlerde çorba içmeyi. Dürüstlerdir. İşinde gücündedir.Lafını da sakınmaz. Ne yaşıyorsa dilindedir. İçinde tutmaz şoförlerimiz. Çoğu da ben gibi sonradan olma Muğlalıdır.
Sohbet, muhabbet koyu, yol devam ederken tam Bodrum’dan çıkacağız yolcunun biri inmek istedi. Durduk, indi. Sen misin duran? Arkadan Milas aracı hızla geçip önümüze durdurdu bizi. Bizim şoföre bir çemkirdi. Vay efendim o yolcuyu alamazmış, yok efendim orada duramazmış. Bizimki de ne yapsın yeni başlamış işe yasak olsa sistemde olmaz, ona göre mesafe, para belirtmez sanmış. Özür üstüne özür diledi. Ama ne fayda! Özrü bile duymadı hırs abidesi, uzun yolun ayaklı yolcu radarı arkadaşımız. Neyse baktı yolcular homurdanıyor. Çekildi, yolumuza devam ettik.
Yahu Ankara’da İstanbul’da arası beş dakika bile olsa daha müsait olduğunu düşündüğünü seçer ve biner yolcu. Güzergahını bilir. Kimseyi de sınıf başkanı falan ilan etmez. Zaman önemlidir. Birinde az yolcu vardır da öteki kalabalıktır örneğin diğerini tercih eder. Keyfimizin kahyası mısınız? Yurttaş emir eriniz mi kardeşim?
Neyse devam ettik. Biri el kaldırdı durduk: Menteşe Otogarına gidecek paket verecekmiş. Aldık. Arkadaki bıraktı işi gücü takıldı Milas’taki yol ayrımına kadar kıçımızda. Sebep? Aldığımız paketi Milas Şehir Mezarlığına falan bırakacak olursa şoför arkadaşımız yine durdurup, ceza kesecek. Neyseki bizim şoför hiç kavgacı değildi. Olay büyümedi. Ama büyüyebilirdi. Neler duyuyoruz? Haber bültenleri trafik magandaları ile dolu. Muttaş ve Ukome alım satım işleri biterse bu enterasan kurallara falan bir bakabilir mi? Ya da ilgili STK’larla bir araya gelip fikir teatisi yapmak ister belki?
Sonra Menteşe Bayır’da yeni açılan AVM’nin önünden geçerken aklıma geldi, sordum “ Kardeş buraya hususi insan taşıma aracı olmayan halkımız nasıl geliyor merkezden?” dedim. “Abla, Bayır otobüsüne binersen karşısında indirir” dedi. “Pardon” dedim. “Nasıl yani? Alt geçit yok, üst geçit yok, otobüs AVM’nin park alanına durak vs düşünülmemiş. AVM’ye gidecek diye şehirlerarası yolda yolcu mu indiriyorsunuz?” Canım şoför kardeşim öylece baktı yüzüme! Ne yapabilir ki? Haklı, sorunun muhatabı o değil…
O AVM, benim bildiğim planlanan vakitten çok sonra hayata geçirildi. Bu saate kadar neyi beklediniz yetkili dostlar? Tedbire, düzene, intizama hayran kalmamak elde değil! Önünde kendi taksi durağı var mı? Onu da tam göremedim hızlı geçtik. Hayır, vakti zamanında “Muğla Eğitim Araştırma Hastanesi’nin önünde taksi durağı olsun” diye de az yazıp çizmedik!
Aaa bu arada başlıkta dizilerden dem vurmuşken unutmadan yazayım “Sen Ağlama İstanbul “ bilindiği gibi dönem dizisi yeni başladı. 1960’ların sonu 1970’lerin başını anlatıyor. Gazete satan çocuk var ilk bölümde “ yazıyoo yazıyoo İstanbul’da elektrikler bir daha hiç kesilmeyecekmiş” diye bağrıyor. Allah sizi inandırsın: Yıl 2025 oldu. Bodrum’da su kesintisi olmadan olacak mı? Muğla’da elektrik kesilirse su da kesilir mi? sorularına muhatap olan Muğlalılar halen hayatta. Unutmuş, atlamış yoğun gündeminde sıra alt yapıya gelmeyenlere “60 yıl öncenin konusunu nasıl sürdürülebilir olarak bu kadar taşıdın da bu zamanlara getirdin? “ diye sorasım var. “Dünya kenti” ilan edilmenin bir gereği de “sürdürülebilirlik” doğru, ama neyi sürdürüyorsunuz bak bu önemli!
Cumhurbaşkanımız “Muhalefet ‘Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın’ modunda konforlu alanda siyasetçilik oynuyor” dedi. Yerelde halkın yanında olması beklenen muhalefet kim ya da hangi kurumsa bu misyonu üstlenmesi beklenen, bence siyasi parti ayrımı gözetmeden üstüne alınıp kendine çeki düzen verebilir. Gün, bugündür. Kolay gelsin arkadaşlar…
Haydi selametle…