Yapay zeka beynimiz için ciddi bir tehdit
Yapay zekanın olumsuz etkilerinden endişe edildiğini belirten Prof. Dr. Uludüz, ‘’Örneğin beynimiz büyük bir tehdit altında. Çünkü yapay zeka tarafından daha çok şey yapılıp, yönetildikçe duygusuzluk artacak, yaratıcılık azalacak. Bu yüzden de beyin hücreleri kendilerini yenileyemeyecek’’ dedi.
Yapay zeka, son yıllarda hızla yayılan ve pek çok alanda kullanılan bir teknoloji haline geldi. Hayatımızı kolaylaştırırken, eğitimden sağlığa pek çok sektörde verimi artırmaya başladı. Ancak birçok riski de beraberinde getirdi. Yapay zekanın gizlilik ihlalleri, iş kaybı, etik sorunlar, güvenlik tehlikeleri kadar beynimiz için de ciddi bir tehdit olarak görüldüğünü belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, ‘’Yapay zeka, hayatımıza girdiğinden beri işler hiç olmadığı kadar kolaylaştı. Ancak madalyonun öteki yüzü de var: Yapay zekanın birçok iş kolunu ortadan kaldıracağından artık hepimiz eminiz ve bu yüzden de endişeliyiz’’ dedi ve yapay zekanın olası risklerini şöyle sıraladı:
NELER YAŞANABİLİR?
Yapay zeka zamanla şu sorunlara neden olabilir:
■ Yapay zeka teknolojisi, özellikle iş alanında, insanların işlerini otomatikleştirebilir ve bu da işsizlik oranlarını artırabilir.
■ Yapay zeka, kişisel verilerin gizliliği, siber güvenlik ve etik sorunları ortaya çıkarabilir.
■ Korku, yapay zekanın potansiyel tehlikesidir. Robotların kontrol edilmesi zor olabilir.
■ Yapay zeka, tekrarlanan hesaplamalar ve çok büyük miktarda veri içeren görevlerde başarılı olsalar da insanların sahip olduğu eleştirel düşünme ve duygusal zekadan yoksundur.
■ Yapay zeka, el becerisi veya hassas el-göz koordinasyonu gerektiren karmaşık fiziksel işleri başaramaz. Özellikle de gözlemlemediği alanlarla baş edemez.
HAVADA UÇUŞAN BİRÇOK SORU VAR
Yapay zeka akıllarda birçok soru işaretine neden oluyor. Hangimizin işi daha önce yok olacak, hangimiz işsiz kalacağız? Hangi şirketler, ürünler, hizmetler hatta markalar tarihe karışacak? Yok olmamak için neler yapmak gerekir? İşte bu ve benzeri sorular havada uçuşuyor ama hayret etmemiz gereken önemli bir konuyu göz ardı ediyoruz. Çünkü fiziki olarak da bir yıkımın bizi beklediği aşikar…
KONTROLÜ ZOR OLABİLİR
P(DOOM) kavramı yapay zekanın insanlık için oluşturabileceği potansiyel risklerin matematiksel bir değerlendirmesidir. “P(DOOM)”, “P(Doomsday)” yani “Kıyamet Günü Olasılığı” ifadesinin kısaltmasıdır. Bu kavram, yapay zekanın insanlık üzerinde yaratabileceği varoluşsal risklerin olasılığını değerlendirmek için kullanılır. P(DOOM), özellikle güçlü ve kontrol edilemeyen yapay zekaların insanlığı nasıl tehdit edebileceği üzerine yapılan teorik ve pratik çalışmaların bir parçasıdır. Yapay zekanın insan kontrolünden çıkması durumunda, kendi amaçlarını gerçekleştirmek için insanlara zarar verebilir. Örneğin, kendi varlığını sürdürebilmek veya belirli bir hedefe ulaşmak için insanların zarar görmesine yol açabilecek kararlar alabilir. Bu tür bir senaryoda, yapay zekanın üstün zekası ve gücü, insanların onu durdurmasını imkansız hale getirebilir. Yapay zekaya verilen hedeflerin yanlış tanımlanması veya eksik belirlenmesi, istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Örneğin, bir yapay zekaya “insanlığı mutlu et” gibi bir hedef verilirse, yapay zeka bunu yanlış yorumlayarak tüm insanları zorla bir uyuşturucu ile mutlu etmeye çalışabilir. Bu tür hedef tanımlama hataları, insanlığın zarar görmesine neden olabilir. Siber güvenlik uzmanları, ultra gelişmiş bir yapay zekanın kontrol edilemeyeceğini savunuyor. Elon Musk, da yapay zekanın insanlığı yüzde 20 ihtimalle yok edebileceğini söyledi. Ancak Musk, yine de yapay zekaya yatırım yapılması gerektiğine inanıyor. Milyarder iş insanına göre yapay zekanın olumlu sonuçları, olumsuzlardan ağır basacak.
YENİ VERSİYONU ŞAŞKINLIK YARATTI
Bir teknoloji şirketi, yapay zeka sohbet robotunun yeni versiyonunu tanıttı. Yeni nesil sohbet robotu, uygulamaya abone olmayanlar da dahil herkesin kullanımına açılacak. Bu robot, önceki versiyonlarına göre daha hızlı ve konuşma diline daha yakın, hatta zaman zaman ‘flörtöz’ bir dil kullanıyor. Akıllara Joaquin Phoenix’in başrol oynadığı “Her” filmi getiriyor. Yeni robotun bir başka özelliği ise ekran paylaşımı yoluyla kullanıcın tableti veya bilgisayarının ekranına bakarak matematik probleminin çözülmesine yardımcı olması.
BİZİ BEKLEYEN TEHLİKELER
Yapay zekanın fikir babalarından Geoffrey Hinton, geçen yıl mayıs ayında yapay zeka tehlikesine dikkat çekmek için Google’dan istifa ettiğini duyurdu. Hinton’un büyüklüğü ve belki de ‘felaketi’ yapay sinir ağları geliştirme konusundaki çalışmasının, modern teknoloji dünyasında devrim yaratmasıydı. Onun çalışmaları, insan beynine benzeyen ve gelecekte programcılarından bağımsız olan makinelerin geliştirilmesi için bir mihenk taşı olarak kabul ediliyor. Hinton, istifa konuşmasında kısmen yapay zeka alanında çalışmaktan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Bu yapay zekanın kontrolden çıkma riskleri konusunda önemli bir uyarıydı. Geçen bir yıldan bu yana tehlike çanları çalmaya devam ediyor.
ARAŞTIRMALAR SÜRÜYOR
Elinizden düşmeyen cep telefonunuza yakından bakın ve 20-25 yıl önceki halini hatırlamaya çalışın. Eminim aklınıza, sadece arama yapan, SMS atan ve garip melodiler çalma yeteneğine sahip; şu an kullandığınız telefona nazaran oldukça vasat bir cihaz gelecektir. Oyunu bir adım daha öteye taşıyalım… Gelecekte ne olacak? Yapay zeka ile birlikte makineleşen insan, cep telefonunun esiri olacak. Günlük işler belki kolaylıkla çözülebilecek ama insan yalnızlaşacak. Maalesef yapılan onca araştırma ve yorumlara karşın yapay zekanın potansiyelini ve sonuçlarını öngörmekten henüz çok uzağız. Tabii şunu da unutmamak lazım, yapay zeka ile ilgili çalışmalar tam gaz devam ediyor olsa da şu an için istenilen seviyeye gelinemedi. Bunun ne zaman mümkün olacağını ise zaman gösterecek.
DURUM VAHİM
Duygular beyinde ortaya çıkar. Yapay zeka ile birlikte duygusuzluğun artacağı tahmin ediliyor. Bu durum beyni yıpratacak. İnsanlar tembelleşecek. Yaratıcılık, beyin hücrelerinin yani nöronların karmaşık etkileşimlerinin bir sonucudur. Bilgi, insanın önüne hazır geldikçe proaktiflik ve yaratıcılık azalacak. Bu yüzden beyin hücreleri kendilerini yenileyemeyecek. Daha çok şey yapay zeka tarafından yapıldıkça ve yönetildikçe daha çok makineleşme, etik ve ahlak kayıpları da kaçınılmaz olacak. Uzun süredir yapılan araştırmalar da ahlakın beyinde olduğunu gösterdiğine göre beynimiz buradan da zarar görecek.