’14 sağlık sorunu tedavi edilirse demans riski yarı yarıya azalır!’
Bilim insanları çağın en önemli sorunlarından biri olan demans için umut ışığı keşifler yapmaya devam ediyor. Yapılan son çalışmalar başta görme bozukluğu ve kolestrol olmak üzere 14 sağlık sorununun giderilmesi demans riskini yarı yarıya azaltıyor.
Uluslararası prestijli tıp ve bilim dergisi Lancet‘teyayımlanan bir çalışma demansın önlenebilirliğine ilişkin yeni detayları ortaya çıkardı. Makaleye konu olan çalışmada demans riskini azaltmanın iki yeni yolu tespit edildi. Görme bozukluğunun ve yüksek kolesterolün tedavi edilmesi riski azaltıyor.
Çalışmada bu risklerle birlikte toplam 14 sağlık sorunu belirlendi. Bu sorunların azaltılması ya da ortadan kaldırılması halinde teorik olarak dünyadaki demans vakalarının neredeyse yarısının önlenebileceği belirtiliyor.
Hakemli Lancet tıp dergisinin Demans Komisyonu’nun konuyla ilgili son raporuna göre, bu risk faktörlerinin hedef alınarak farkındalık yaratılmasından en çok orta yaşlı insanlar ve yoksul ülkeler kazançlı çıkacak.
153 MİLYON KİŞİYE ULAŞACAK
Demansla yaşayan insan sayısının 2050 yılına kadar neredeyse üç katına çıkarak 153 milyona ulaşabileceği öngörülüyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünyada toplam 55 milyon insan demansla yaşıyor ve vakaların yüzde 60’ı düşük ve orta gelirli ülkelerde yoğunlaşıyor.
Demans, Alzheimer gibi bir hastalık beyindeki sinir hücrelerine zarar verip kafa karışıklığına ve hafıza kaybına yol açtığında ortaya çıkar; ancak yaşlanmanın kaçınılmaz bir sonucu değildir. Demansın nedenlerinin çoğu, aileden miras aldığımız genlerimiz gibi kontrol edemediğimiz şeylere de bağlı. Öte yandan son çalışmada altı çizilen en önemli başlık ise risklerin yüzde 45’inin değiştirilebilir yani demans olasılığını azaltabilir nitelikte olması.
University College London’dan raporun başyazarı Profesör Gill Livingston’a göre “Harekete geçmek için hiçbir zaman çok erken ya da çok geç değil“. Livingston cümlesini şu ifadelerle açıklıyor:
– Hükümetler, sağlıklı yaşam tarzlarını herkes için mümkün olduğunca ulaşılabilir hale getirerek risk eşitsizliklerini azaltmalı…
Raporda bu konuda odaklanılması gereken bir öneri listesi ise şöyle sıralabilir:
- İşitme kaybı olanlar için işitme cihazlarının erişilebilir olması
- Herkes için kaliteli eğitim sağlanması
- Sigarayı bırakmak için destek sunulması
- Egzersiz ve sporun teşvik edilmesi
- Yüksek tansiyonun 40 yaşından itibaren düşürülmesi
- Orta yaştan itibaren yüksek kolesterol tedavisi
- Obezitenin erken yaşlarda tedavi edilmesi
- Sorunlu alkol alımının azaltılması
- İnsanların sosyal olarak izole veya yalnız olmadıklarından emin olunması
- Görme problemlerinin taranması ve ihtiyacı olanlara gözlük verilmesi
- İnsanların hava kirliliğine maruz kalmasının azaltılması
HANGİ YAŞTA? HANGİ SORUNLAR RİSKLİ?
Rapora göre bazı faktörler diğerlerine göre daha fazla risk oluşturuyor. Örneğin, işitme kaybı ya da yüksek kolesterolün giderilmesi demans vakalarının yüzde 7’sini önleyebilir.
ERKEN YAŞ RİSKLERİ:
- Düşük eğitim % 5
Gençlik yıllarında eğitimsizlik, yaşamın ilerleyen dönemlerinde sosyal izolasyon olarak geri dönüyor. Beraberinde okuma alışkanlığının olmadığı bireyler görme yetilerinin azaldığını ya hiç fark etmiyor ya da geç fark ediyor. Bu durum demansta büyük risk oluşturuyor.
ORTA YAŞ RİSKLERİ:
- İşitme kaybı % 7
- Yüksek kolestrol % 7
- Depresyon % 3
- Beyin hasarı % 3
- Hareketsizlik % 2
- Diyabet (şeker hastalığı) % 2
- Sigara % 2
- Yüksek tansiyon % 2
- Obezite % 1
- Alkol % 1
Bazı araştırmacılar ise verileri analiz ederken daha temkinli. Edinburgh Üniversitesi Beyin Bilimleri Keşif Merkezi Direktörü Profesör Tara Spires-Jones’a göre, bu tür bir araştırma bu faktörlerden herhangi birini doğrudan demansla kesin olarak ilişkilendiremez.
Bununla birlikte, sağlıklı bir yaşam tarzının “beyin direncini artırabileceği ve bunamayı önleyebileceği” yönündeki kanıtların artmasına katkıda bulunacaktır.
İLERİ YAŞ RİSKLERİ:
- Sosyal izolasyon
- Hava kirliliği
- Görme kaybı
‘DEMANS YAŞLANMANIN KAÇINILMAZ BİR PARÇASI DEĞİLDİR’
Öte yandan bireyin demansa yakalanma riskinin büyük bir kısmı kendi kontrolü dışındadır. İngiltere Alzheimer Araştırmaları Enstitüsü’nden Samantha Benham-Hermetz ise raporun bulgularını “çığır açıcı” olarak nitelendirdi:
– Pek çok insan demansı yaşamın ilerleyen dönemlerinde insanların başına gelen bir şey olarak düşünür, ancak demans yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası değildir.
GÖRME KAYBI NEDEN EN ÖNEMLİ RİSK?
Peki görme kaybı bunama ile nasıl bağlantılı olabilir? Bilim insanları bunu tam olarak bilmemekle birlikte, yaşamın ilerleyen dönemlerinde görmenin belirli yönlerini işlemeye ihtiyaç duymaması nedeniyle beynin küçülmesinden kaynaklanabileceğini söylüyor. Profesör Livingston, görme kaybının aynı zamanda “insanların hayatlarını kısıtlayabileceğini, daha az dışarı çıkmalarına, daha fazla izole olmalarına ve daha az yeni deneyime sahip olmalarına neden olabileceğini” söylüyor. Bu nedenle görme bozukluklarının tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
YAPILACAK ÇOK ŞEY VAR
Çalışmalara konu olan bazı pozitif veriler de var. İnsanların daha uzun yaşamasına rağmen, yüksek gelirli ülkelerde demansta bir azalma olduğu görülüyor ve bunun sigara içenlerin sayısının azalması, sağlıklı gıdaya erişim imkanı gibi yaşam tarzı değişikliklerinden kaynaklandığı düşünülüyor.
Ancak insanın ortalama yaşam süresinin uzaması, düşük gelirli ülkelerde demans vakalarının artmasına neden oluyor. Profesör Livingston, “12 yıl önce demans konusunda yapabileceğiniz hiçbir şey olmadığını söyleyebilirdiniz, ama durum gerçekten böyle değil” diyor.