Ezbere konut üretiyoruz talebe göre geliştirmeliyiz
İnşaat sektöründe maliyetlerin çok arttığını ve sermayenin de sınırlı olduğunu söyleyen İNDER Başkanı Engin Keçeli, “Ezbere konut üretiyoruz, çok yanlış olduğuna inanıyorum. Villa satılacak yere daire, 5+1 aile evi talebi olan yerlere 1+1 öğrenci evi yapıyoruz. Hesapsız arzlar piyasayı bozuyor. Talebe göre konut ve ruhsat üretmeliyiz” dedi.
Hamide HANGÜL
Konut piyasasında satışlar son 3 aydır yükselişe geçse de faizlerin halen yüksek, konut fiyatlarının erişilebilir noktadan çok uzaklaşması satışları baskılıyor. Üstelik inşaat maliyetlerinin hızlı yükselişi ve finansmana erişim sorunu arz talep dengesini bozuyor. Sermayenin sınırlı, inşaat maliyetlerinin ise döviz bazında son 3 yılda yüzde 100 arttığına işaret eden İnşaatçılar ve Gayrimenkul Geliştiricileri Derneği (İNDER) Başkanı Engin Keçeli, talebe göre konut üretimi gerektiğine vurgu yaptı. Gayrimenkul sektöründeki gelişmeleri İNDER Başkanı Engin Keçeli ile konuştuk.
Konut fiyatlarının yüksekliğinin tamamen maliyetle ilgili olduğunu ve inşaat maliyetinin yaklaşık yarısını arsanın oluşturduğunu dile getiren Keçeli, “Devlet dar ve orta gelirli için arsa üretmeli, biz ise tüketicinin talepleriyle konut üretmeliyiz” dedi.
Aile talebi olan yere öğrenci evi yapıyor
Bu yıl İNDER olarak müşteri odaklı konut üretimine odaklanacaklarını dile getiren Keçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz ezbere konut üretiyoruz o kötü. Artık talebe göre konut üretmeliyiz. Talep varsa neye talep var? Üniversiteye yakınsa öğrenci evi mi? Hastaneye yakınsa hastane çalışanlarına ya da hasta yakınlarına mı olacak? Yani talebe göre…Mesela villa satılacak yere konut, 5+ 1 aile talebi olan yerlere de 1+ 1 öğrenci evi yapıyoruz. Yani yanlış arzlar, yanlış talebe gidiyor. O da birazcık piyasayı bozuyor, evler boş kalıyor.
Artık eskisi gibi değil maliyetler çok arttı. Sektördeki en büyük sıkıntımız sermaye eksikliği. Finansal enstrümanlarımız çok az. Bir de banka bizim arkamızda değil artık. Yüzde 55 faizlerle para kullanılarak inşaat yapılmaz. Dünya bu sorunun çözümlerini üretmiş, bizim de artık oralara gitmemiz lazım. Avrupa’da yeni yapılacak konutlarda projeleri devlet yönlendiriyor. Bizde böyle bir sistem yok. Artık biz talebe göre konut ve ruhsat üretmeliyiz.”
Ofis talebi arttı doluluklar yüzde 85-90’lara çıktı
İnşaat sektöründe son 2-3 yıldır maliyette artış, satış hızında yavaşlama olduğuna işaret eden Engin Keçeli, ancak ofiste bunun tam tersi olduğunu belirterek, “Ofislerde talep, fiyat ve satışlarda artış var. Büyükdere Caddesi, Cendere Caddesi ve onun çevresindeki Maslak, Levent, Esentepe hattında, pandemiden sonra ofis metrekare satış fiyatları döviz bazında en az yüzde 50 arttı. Kiralar da aynı şekilde. Ofis ünitelerinde doluluk yüzde 85-90’lara yaklaştı” dedi.
Yurt dışında konut alanların geri döneceklerine inanıyorum
Faizlerin düşmesi halinde konuta daha çok yatırımcı kitlenin yöneleceğine işaret eden Keçeli, “İhtiyacı olan zaten alıyor. Ancak, alım gücünün düşük olması, fiyatların yüksekliği ve finansman modellerinin yetersiz olması nedeniyle ev sahibi olmak çok zorlaştı. KKM’lerden dönüş ve TL mevduattaki faiz geliriyle vade sonlarında konuta yatırımlar başladı” dedi. Türkiye’den yurt dışında gayrimenkul yatırımı yaparak gidenlerin de geri döneceğine inandığını dile getiren Engin Keçeli, “Yurtdışına gidenler, aidat ödemesi ya da gayrimenkul değer düşüşünden dolayı geri döneceklerdir. Biz yeter ki doğru yerde doğru proje üretelim” dedi.
Maliyetler çok fazla arttı
Konut fiyat artışlarına yönelik bir soru üzerine Engin Keçeli, “Fiyat artışı devam etmez, maliyet artışı da devam etmez, çünkü maliyetler haddinden fazla arttı. Üreticiler geleceği fiyatladı” dedi.
Kacak yapılardan kaçarken yoğun yapılaşmaya gitmeyelim
Kentsel dönüşümle riskli ve çürük yapıların dönüşümü konusuna değinen Engin Keçeli, kat sayısını artırarak, metrekareyi büyüterek değer yaratılmadığına vurgu yaptı. Keçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şehir merkezinde bir kat, iki kat daha vereyim diye artırıma gitmenin çok doğru olduğuna inanmıyorum. Ancak çaresiz olduğumuz yerler var. Kaçak olmayıp da ruhsatlı olan yerler de var. Mesela 1970’lerde zamanında 10 kat imar almış, yeni planda 3 kat. Bir de kaçaklar var, Derbent, Armutlu gibi…
Bu tip mahallelerde ruhsat yok, hatta mülkiyet yok. Ancak biz toprağı iki defa kirletmemeliyiz. Kaçak yapıların olduğu bir araziyi aynı yoğunlukta ve düzgün olmayan yapılaşmalarla büyütmeyelim. Yani biz gecekondu ve kaçak yapılardan kurtulurken daha yanlış ve daha yoğun bir yapılaşmaya zemin vermeyelim. Çünkü bu topraklar gelecek nesillere emanet. Bazı yerlerde 1-2 kat verilebilir, ancak boş, yeşil gördüğümüz yerde 10 kat imar verip de burada konut yapmak, işte o doğru değil.”
‘Nerede proje yaparsak satarız’ devri artık bitti
Son 1-2 yıllık yavaşlamanın kendilerine fizibilite imkanı verdiğini dile getiren Keçeli, “Nerede proje yaparsak satarız” devri bitti. Artık, talep nerede daha çok, doğru lokasyon neresi, lokasyon bazında hangi fiyat uygun gibi verilerle proje üretmeliyiz. Arsa üretimi, arsaların planlanması ve proje hazırlanması gibi konularda şu an sektör çalışıyor” dedi.