Bana Erkek Kolları Başkanınızı Bağlar mısınız?

Bana Erkek Kolları Başkanınızı Bağlar mısınız?

Ne oldu hayırdır? Başlığı okur okumaz gülmeye mi başladınız? Gülüyoruz, evet, bu ara sıkça ağlanacak halimize, tutamıyoruz kendimizi. Biri çıkıyor “sokak hayvanları ile birlikte kadınımıza da, erkek milleti olarak sahip çıkmalıyız” diyor. Bakıyorum, hayret edersin,kürsüden yerine geçerken kadınlar alkışlıyor. Ayakta alkışlayanı bile vardı.

Kabul ediyorum. Siyasi partilerde kadın kolları adeta bel kemiği! Doğru… Ama bunun farkındalar mı? Seçim günü yaklaşırken yüklendikçe yükleniyorlar kadın kollarına. Kapı kapı gezen kadındır. İhtiyaç sahiplerine ulaşan kadındır. Yaptığı yemeği dağıtan kadındır. Erkekleri de düşünen “aman üşümeyin” diyen de, hasta olursa bakıp iyileştiren de kadındır.Çoluğu çocuğu evdeyken gece yarılarına kadar koşturur. Ama sair zamanda “kadın kolları dedikodu yapıyor anca “ cümlesine maruz kalan da yine kadındır!

Kadınlar ve gençler maalesef ataerkil toplumlarda ikinci sınıftır. Bir olay karşısında fikrine başvurulsa da hükmü azdır. Genç, tecrübesizliğine kurban gider, kadın ise kabullenişine. Bugün kendi varlık sebebine dair soru sormuyor kadın, sorgulamıyor, büyük bir tevazu ile kabul ediyor. Bütün kadınlar mı? Tabii ki hayır! Fakat sayıları az… “Bu kadar mütevazı olma gerçek sanarlar” diyorlar ya konu kadınlar olunca, bazılarımız baya gerçek sanmışlar, bu çok belli.

Kadının bugün toplumun vitrini olan siyasetteki yeri, falancanın karısı, filancanın sevgilisi, bilmem kim beyin kızı… Bana “olur mu yahu” deyip sıralayacağınız listenizde “bu tabirlerin ötesinde” diyeceğiniz kaç kadın var? Özgeçmişinizin içinde ne var, ne yok kimsenin bakmaya ayıracak vakti yok maalesef. Sizin için erkek yakınınızla anılmak sorun değilse, kabulleniş çanlarının arkasında, belli belirsiz varlığınızla kadraja girdiniz demektir.

Ayrıca, bir kadın olarak, bu çağda “bilmem nerenin ilk kadın başkanı” ifadesini çağdışı olarak kabul ediyorum. “Şuranın gelmiş geçmiş en genç başkanı” gibi. “Başarı” dediğiniz olgu, cinsiyete ya da yaşa bağlanabilir mi? Bu bir ölçüt müdür?

Onlarla gurur duyuyoruz…Neden? Allah, onu yaratırken dişil enerjide karar kıldı diye mi? Ya da “vay maşallah yıl 2024 ve siz 70 yaşında değilsiniz, bu yüksek başarınız için tebrik ederiz mi? demek lazım!

Gurur da başarı gibi kendi emeklerimizin sonucu oluşur. Paraşütle atlayıp düştüğü yerle gurur duyduğunu söyleyene “başının üstüne düşmüş,ne dediğini bilmiyor. Toparlar umarım” denir.

Her alanda eşitlik varsa, ben erkek kollarının da çok geç kalınmış olsa bile tam da bugün kurulması taraftarıyım. Üstelik, 6 Aralık Erkek Hakları Günü de ilan edilsin lütfen. Gerekçelerimi sıralayım:

· Erkeklerin kendilerine göre kadınlardan bağımsız sorunları yok mu? Kadın, kendi parasını kazanamasa babasına sığınıyor, kocasına sığınıyor, erkek kime sığınıyor?

· Erkek, erkeğe sağlam mobbing yapabiliyor. Ama bu yanlış değil mi? Önüne geçilmesi gerekmez mi?

· Onur, şeref , namus, haysiyet sadece kadında mı var ? Aldatılan erkek psikolojisi ile ilgili ne düşünüyoruz?

· Eşi vefat edip çocukları ile başbaşa kalmış bir erkeğin ikinci karısına kendisini sürekli borçlu gibi hissetmesi, ilk eşten olan çocukların uğradığı üvey anne krizindeki erkek rolü hakkında ne biliyoruz peki?

· Önüne arkasına bakamadan karısının dolduruşuna gelip başkaları tarafından darp edilenler yok mu aramızda? Ya “kılıbık” diye yaftalananlar? “Kadın düşkünü”diye toplumdan dışlananlar? Yahu “sapık” kelimesi ile neden sadece erkek muhatap? Diyecek kimseleri de mi yok bu insan oğullarının!

· İşsiz kalan erkek devlete borçlanıyor, işsizlikle baş etmesi kadınlardan daha zor üstelik! Bunun farkında mıyız? İşşiz 25 yaş üstü erkekler devletin sağlık hizmetlerinden bile muaf tutuluyor? Erkek kardeşinizin, babanızın başına gelmedi mi bunlar? Onlar için her şey güllük gülistanlık mı?

· Kadın azıcık sivrilse ne diyorlar? “Kadın olmayacaktın gör bak neler oluyordu?” sordunuz mu “neler oluyormuş” diye erkeklere?Bak hiç sormuyor toplum bunları…

Gördünüz mü ? Bakın “erkek kolları başkanı yok” ve neler yaşıyoruz yokluğunda şu hayatta! Şimdi bana tüm bunların üstüne “Lazım değil” deme. İnsan hakları açısından çok yetersiz donanımda bulurum seni. Kadın hakları varsa erkek hakları da olmalı! Bir sır vereyim mi? Erkekler, uzaktan bakınca “dertsiz” görünüyor olabilirler de gizli bir kadın kalkanıyla onlar da korunuyor aslında. Hatta nesilleri de kadınların varlığına muhtaç. Sadece kadın, erkek milleti tarafından korunmaya muhtaç ve ikinci sınıfta öyle mi? Haydi oradan!

Gençlerin yanındayız- istihdam ve eğitim politikasını geçtim, 8 yaşında bir çocuğa tost parası hesaplatırken mi?

Engellilerin yanındayız- sosyal hayata dahil olmaları için hiçbir çaba göstermezken mi?

Sokak hayvanlarının yanındayız- katliam yasaları çıkarmaya niyet ederken mi?

Ağaçların yanındayız- golf sahaları ve villalar için katli vaciptir deyip, fabrikalara ket vurup yerli üretime karşı çıkarken mi?

Gazetecilerin yanındayız- “senin gazetecin benim gazetecim” deyip, meslek ilkelerinden vazgeçmeyip, biat etmeyenleri dışlayıp ekmeksiz bırakırken mi?

Sağlıkçıların yanındayız- halkı özel hastanelere muhtaç kılarken mi yoksa doktor ile hastayı karşı karşıya getirirken mi?

Kadınların yanındayız- Kendi ayakları üstünde durmaya çalıştığı sosyal hayatında karşısına çıkan zorlukları her gün geliştirirken mi yoksa “korunmaya muhtaç” yaftasını yapıştırırken mi?

Erkeklerin yanındayız- işte bunu böyle hiç duymadık,çünkü hiç demediniz! Erkeğe şiddete hayır, spora erkek eli, erkek başkanın da hali bir başka, erkek şoförlerimize güveniyoruz, siyasete erkekler damga vurdu! Kimse böyle manşetler atmıyor!

Neyse tamam yeter! Lütfen; erkek kolları başkanını bana bağlar mısınız?

Erkek Kolları Başkanı,selamlar. Hem her yerdesiniz, hem de hiç görünmüyorsunuz. Hiç makam odasından çıkmıyorsunuz. Fazla oturmaktan, duruşunuz bozulmuş haydi bakalım hareket vakti geldi. Alnınıza yel değsin çıkın dışarı. Ancak sokak tehlikeli,duvarlarını annenizin çiçeklerle süslediği bahçe sizi bekliyor. Siz koşturmaya başlayın, biz karnınız acıkınca size haber verir, sofraya vakitlice oturmanızı sağlarız. Bu arada ellerinizi yıkamadan sofraya oturmayın lütfen! Yaşınızın kaç olduğunu bilip bilmediğimi mi soruyorsunuz? Neden, yaşınızın kaç olduğu önemli mi? Anne her yaşta anne, oğul her yaşta oğul değil mi?

Haydi selametle…