Şaka mısınız Gazeteci mi?
Şaka mısınız Gazeteci mi? Bodrum’da gazeteciler toplanmış gezen gazeteciler, oturan gazeteciler olarak (birkaçı hariç) iki ayrı dernek çatısı altında toplanmışlar. Her iki derneğe üye olmayan gazetecilerde mevcut. Temsiliyetleri üye sayılarıyla sınırlıdır. Şaka mısınız Gazeteci mi? Kendilerinden başkasını gazeteci saymayan bu iki dernekten, oturan gazeteciler derneği dün bir basın açıklaması yapıtı. Açıklama, haber olarak kendi üyelerinin […]
Şaka mısınız Gazeteci mi?
Bodrum’da gazeteciler toplanmış gezen gazeteciler, oturan gazeteciler olarak (birkaçı hariç) iki ayrı dernek çatısı altında toplanmışlar. Her iki derneğe üye olmayan gazetecilerde mevcut. Temsiliyetleri üye sayılarıyla sınırlıdır.
Şaka mısınız Gazeteci mi?
Kendilerinden başkasını gazeteci saymayan bu iki dernekten, oturan gazeteciler derneği dün bir basın açıklaması yapıtı. Açıklama, haber olarak kendi üyelerinin medyasında yer aldı.
Açıklamada;
‘Ülkemizde ‘olan biteni’ objektif bir bakış açısıyla haberleştiren; medya kuruluşları genelinde ve basın emekçileri özelinde başlatılan soruşturmaları kaygıyla izliyoruz.
1 Kasım 1925 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM kürsüsünden ‘gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.’ sözlerinden güç alarak görev yapmaya çalışan gazetecilerin, mesleğini özgürce ifa etmesi her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır.
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde yer aldığı üzere;
‘Gazeteci; halkın bilgi edinme hakkı uyarınca, haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüğünü kullanırken kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorundadır. Ve nihayetinde herkes, bilgi edinme ve haber alma, özgür düşünce, ifade ve serbest eleştiri hakkına sahiptir.’ Denilmiş.
Yapılan açıklamada “Ne şiş yansın ne kebap” denilmiş. Gazeteciler “gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorundadır.” Gerçeğin ne olduğuna kim karar verecekse artık.
Suya sabuna dokunmadan göz altına alınan gazetecilere sözde destek veren bu açıklamanın yapılmasının nedeni, “bak bizde varız, olaylara sessiz kalmıyoruz.” demenin ötesine geçmemiştir.
Aynı açıklamayı veya haberi bir araya gelerek, Gazeteci Hasan Dirin gözaltına alınarak evi arandığında cep telefonuna el konulduğunda yapabilseydiniz. Yada iş yeri basılıp olayla hiç bir ilgisi olmayan insanın darp edildiğinde ayağa kalkabilseydiniz. Ama siz sizden başkasını gazeteci saymadığınız için olayları görmezden geldiniz.
Bodrum’un özgür basını özgürlüklerini haber yapmamakta kullanıyor.
Kartalkaya faciasını görmezden gelen bazı gazetecilerde bu derneğin üyesidir. Medyalarında, yaşanan faciada denetim eksikliği bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy hakkında tek bir haber yer almamıştır.
Üstelik, Bodrum’da kamusal konularda haber yapan gazeteci hakkında, tazminat davası açmak için başvuru yapan reklamcı gazeteci, bu derneğin kurucuları arasındadır. Umarım davanın şahitleri de olursunuz.
Gerçekler haber yapılırken sessiz kalanlar, davalar açılırken sessiz kalanlar, “haberler yalanlandı” diye asıl haberi medyalarında görmezden gelenler, göz altına alınan gazetecilere akıllarınca destek vermişlerdir.
Bu derneğin adresini merak ettim gerçekten. Yıllığı 65 bin liraya kiralanan Akademia Vakfın’ da mı kuruldu ve ilk genel kurulu bu binada mı yapıldı? Sorusunun yanıtı önemli. Özgür basın lobisi, kapalı kapılar ardında ulusa seslenirken, keşke 78 yurttaşın yitip giden yaşamlarına da dokunsaydı.
“Gerçeği çarpıtmayan gazeteciler” gerçekleri çarpıtmamak için mi yazamaz oldunuz? Üç maymunu oynamaya devam…
Özgür, tarafsız Bodrum Basını… ne desek boş.
Vesselam…
Gazetecilerin işleriyle ilgili ifadeleri göz altı kararlarıyla değil, emniyete veya savcılığa davet edilerek alınmalıdır.
Açıklamanın tamamı için tıklayınız