“Turgutreis’te ‘Halk’ Dışında Herkesin Sözü Geçiyor!”
“Turgutreis’te ‘Halk’ Dışında Herkesin Sözü Geçiyor!” Halkın; kamu politikalarına, projelere veya yönetime dair doğru bilgilendirilmesi gerekir. Bir süredir devam eden “Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı projesi” ne karşı yapılan eylemlerdeki açıklamalar doğruyu ifade etmekte mi? Bu tartışmanın başladığı dönem, Bodrum Belediyesi Meclisinin 2018 yılı Şubat Ayı toplantısıdır. Ancak yapılan tüm açıklamalarda bu bölüm yer almamaktadır. “…….. […]
“Turgutreis’te ‘Halk’ Dışında Herkesin Sözü Geçiyor!”
Halkın; kamu politikalarına, projelere veya yönetime dair doğru bilgilendirilmesi gerekir. Bir süredir devam eden “Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı projesi” ne karşı yapılan eylemlerdeki açıklamalar doğruyu ifade etmekte mi?
Bu tartışmanın başladığı dönem, Bodrum Belediyesi Meclisinin 2018 yılı Şubat Ayı toplantısıdır. Ancak yapılan tüm açıklamalarda bu bölüm yer almamaktadır.
“…….. İlçemiz Turgutreis Mahallesinde bulunan Maliye Hazinesine ait Sahil Güvenlik Komutanlığına tahsisli 370 ada, 10 parselde hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği teklifine ilişkin, ………. Belediyemizden görüş talep edilmektedir denilmiş olup, ……… Mecliste görüşülerek karar alınması istenmiştir.”
Doğrudan komisyona havale edilen bu talep, Mart 2018 yılı Bodrum Belediye Meclis Toplantısında komisyon görüşü ile gündeme alınarak, bazı şartlar ileri sürülse ve çekinceler ortaya konsa da, plan için istenen görüşe “olumlu” yanıt verildi.
Dönemin CHP’li Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, o gün yaptığı konuşmada bakın neler söyledi;
Bodrum Gündem’in 2 Mart 2018 deki “ÜLKEMİN GELECEĞİNİ KİMSEYE PEŞKEŞ ÇEKTİRMEM…” Haberinden alıntı
“Bodrum’un en güzel yerlerinin gerektiği takdirde Türk Silahlı kuvvetlerinin kullanımı için tahsis edeceklerini kaydetti. Kocadon “3 tane turizm tesisi zarar görecek diye ben ülkemin geleceğini, sınırını kimseye peşkeş çektiremem arkadaşlar. Hiç kimse için de bu kararımdan vazgeçmem. Bu ülke benim ülkem, bu Sahil Güvenlik benim Sahil Güvenliğim. İcap ediyorsa Bodrum’un en güzel yerlerini Sahil Güvenliğimizle Silahlı Kuvvetlerimize veririz” dedi.” Daha detaylı bilgi için (https://www.bodrumgundem.com/2018/03/02/ulkemin-gelecegini-kimseye-peskes-cektirmem/?ajax=1) Bodrumgundem.com haber sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Konu hakkında görüş beyan eden Mehmet Kocadon, aynı zamanda meclis toplantısı öncesi CHP Grubunda alınan kararı beyan etmekteydi.
O günden bugüne ne değişti dersiniz? Kararda bir yanlışlık varsa, Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü ve dönemin meclis üyelerinin özeleştiride bulunmaları gerekmez mi?
Temel yanlış, düzeltilmeden varacağınız sonuç yanlış olacaktır. Kocadon dışarıdan gelebilecek saldırılarda ülke güvenliği için ne de güzel söylemiş, diyenler olacaktır. Bilinmesi gereken; Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın, kendi karasularımızda olabilecek gayri yasal işlere müdahale için kurulmuş olduğudur.
Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın Görevi
Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Komutanlığı, Sahil Güvenlik tamamen iç güvenlikle ilgilidir. Tabi ki dışarıdan gelebilecek müdahalelere her yurttaş gibi karşı koyma erkine sahiptirler. Lakin bu görev Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir. Sahil Güvenlik ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görev ve yetki kapsamında karıştırılmamalıdır.
Hariçten gazel okuyan bazı çok bilmişler, yapılacak işin yerini bilmeden, konu hakkında ahkam keserek, “askerler izin almaz, onlar ne isterse o olur.” gibi zevzekçe laflar etmekten de geri kalmadılar.
En doğru açıklama Bodrum İlçe Koordinasyon Kurulu’ n dan
Bodrum İlçe Koordinasyon Kurulunun verdiği süreç hakkındaki bilgiler ve güvenlik konusunda söylemleri hariç, teknik, olacaklar hakkındaki ve eko sistem için ön görülerine tamamen katılıyorum.
Dava Süreci
Konu hakkında dava açılmış ve yerel mahkemenin kararı üst mahkemeye başvuru yapılarak itiraz edilmiş, henüz karar verilmemiş olduğu iddia ediliyor. Sonucun beklenmesi gerekir mi? Ne yazık ki idari mahkeme kararlarının sonuçları beklenmez ve açıklamalardan mahkemenin işi durdurmaya yönelik bir karar vermediği anlaşılmaktadır.
Bunu savunanlar özellikle belediye başkanlarının, idari yargının kararlarını “henüz tebliğ edilmedi.” diyerek, Bodrum’un betonlaşmasında nasıl kullandığını biliyoruz.
Esnaf Nerede? Turizmci Nerede?
Turgutreis’te yaşayan halk, esnaf, turizmci nasıl etkilenecek dersiniz. Etkilenmeyecekler sanırım ki, eylemde bulunanların çoğu Turgutreis dışından duyarlı insanlar.
Kendi sorununa sahip çıkmayan veya çıkmaktan çekinenler, yarın orda bir referandum yapılsa Sahil Güvenlik Limanıyla ilgili, nasıl bir tavır sergiler bilemiyorum.
Tamer Mandalinci Yanıtlamalı
Merak ya bu, eğer Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’ nin ailesine ait oteller ve varsa arsalar bu alana yakın olmasaydı, yine bu olaya karşı çıkar mıydı? Ankara’ya gidip, Ulaştırma Bakanı ile bu konu hakkında görüşür müydü? CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den, konu hakkında destek ister miydi?
Tamer Mandalinci, belediye başkanlığına aday olmasında emeği büyük olan Mehmet Kocadon’a sordu mu dersiniz, “Bu yanlışı bize neden yaptın?” diye.
Buyurun yanıtlayın dönemin CHP İlçe Başkanı, meclis üyeleri, belediye başkanı.
Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı’nın geleceği, sadece bu bölgenin değil, tüm Bodrum’un ekonomik ve çevresel dengesini sarsma potansiyeline sahip. Yerine hep birlikte karşı çıkarken gerçekleri göz ardı etmeyelim.
Değersiz olan ne ki!
Hangi zeytinlik, hangi ormanlık alan, hangi sahil, hangi doğa, hangi tarih “Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı projesi” den daha değersiz.
Bodrum’un doğal ve kültürel zenginlikleri, ekonomik kalkınmanın gerekçesi olarak kullanılmamalıdır. Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı projesinin, halkın ve çevrenin geleceğini nasıl etkileyeceği, her yönüyle sorgulanmalı. Bu projeye dair verilen yanlış bilgilerin düzeltilmesi ve yerel yönetimlerin halkı doğru şekilde bilgilendirmesi, Bodrum’un geleceği için bir zorunluluk haline gelmiştir. Hepimiz için, kaybedilecek daha fazla bir şey yok.
Belediye Başkanlarını, milletvekillerini diğer eylemlerde de bekleriz.
Önerim, halkın geniş katılımıyla konu hakkında referandum yapılmalıdır. Merkezi iktidar “hayır” dese de, fiili bir durum yaratılmalıdır. Bakalım kaç kişi gelecek?
Vesselam…